Siyasi Dengeler; Yunanistan
Osmanlı Devleti, Orhan Bey döneminde Rumeli topraklarına geçerek günümüzde Yunanistan toprakları içerisinde bulunan bölgelerin fethini başlattı. 1458 yılında Atina, 1460 yılında Mora yarımdası ile devam eden fetih hareketi 1670 yılında Girit’in fethi ile tamamlanmıştı. Daha sonra ki 200 yıl boyunca Osmanlı Devleti, Yunanistan topraklarına adaletli bir şekilde hükmetmiştir. Yunan halkı ile yüzyıllardır süre gelen birlikteliğimiz, aynı devletin çatısı altında da bir süre devam etmiştir. Bu süre içerisinde iki halk birbiri ile kaynaşmış, yakınlık kurmuştur.
Fransız İhtilali ile birlikte başlayan Milliyetçilik akımı Yunan halkı içerisinde de karşılık bulmuştur. Özellikle o dönemden itibaren Avrupa devletlerinin de Osmanlı’ya karşı Yunan halkını kışkırtmasıyla birlikte 1829 Edirne Antlaşmasıyla Yunanistan bağımsızlık kazanmıştır. O dönemden itibaren Avrupa’nın “şımarık çocuğu” olan Yunanistan ile ilişkilerimiz kısa dönemler hariç önemli bir aşamaya gelememiştir.
Cumhuriyet ile birlikte Yunanistan’ın boğazlarda hak talebinde bulunması, Lozan görüşmelerinin sekteğe uğramasıyla ilişkilerimiz yine gergin seyretmiştir. Ancak ilişkilerimizin iyi olduğu kısa dönemlerden bir tanesi 1928 yılında yaşanmıştır. Yunan Başbakan Eleftherios Venizelos, Türkiye dış politikasını revize ederek, iki devleti ortak paydada buluşturmayı başarmıştı. Öyle ki Venizelos “Balkan Birliği” projesinde Türkiye’nin mutlaka olmasını savunuyordu.
Yakın dönem ilişkilerimizde özellikle Avrupa ve Amerika’yı arkasına alan ancak piyon görevini üstlendiğini bilmeyen Yunan Devleti, yıllardır iç politikasında ki açığı Türkiye’ye karşı yürüttüğü dış politikasıyla gidermeye çalışmaktaydı.
Ancak yaşadığımız deprem felaketiyle birlikte Yunanistan, belkide kimsenin beklemediği şekilde ülkemize desteklerini göstermiş, birçok Müslüman devletlerden daha fazla yanımızda olmuştur.
Türkiye ile Yunanistan sadece bir sınır komşusu değil, birçok ortak değere sahip olan senelerce birlikte yaşamış iki millettir. Her iki devlette politikalarını ona göre şekillendirmelidir. Yunanistan’ın politikası Avrupa ve Amerika’ya güvenerek Türkiye’nin karşısında durmak olmamalıdır. Bölgenin istikrar içerisinde olması için her iki devletinde birbirine ihtiyacı vardır. Türkiye olarak Yunanistan politikamız hiçbir zaman Yunanistan’a üstünlük kurmak olmamıştır zaten. Barış, huzur ve istikrar içerisinde ikili ilişkilerimizi güçlendirmek zorundayız.
Mustafa Kemal Atatürk’ün diğer ülkelere karşı yürüttüğümüz politikamıza referans olacak sözüyle yazımı bitirmek istiyorum. “Yurtta Sulh, Cihanda Sulh!”