Siyasi Dengeler; Kıbrıs
Kıbrıs Adası, jeopolitik ve jeostratejik konumu dolayısıyla Doğu Akdeniz’den geçen askeri ve ticari deniz trafiğini, daha önemlisi Anadolu ve Ortadoğu’da yürütülecek stratejik hareketleri de kontrol etmektedir. Osmanlı İmparatorluğu 1570 yılına gelindiğinde Doğu Akdeniz’de ki ticari ve askeri gemilerinin güvenliğini sağlamak istiyordu. Yani Kıbrıs Adası, Anadolu’nun bağrına saplanmaya hazır bir hançer gibiydi.
O dönemde Kıbrıs’ta Venedikliler bulunmaktaydı. II. Selim tarafından 1570 yılında başlatılan kuşatma tam yedi hafta sürdü. Ve Doğu Akdeniz’in anahtarı, Ortadoğu ve Anadolu’nun stratejik noktası Kıbrıs, Türk yurdu haline geldi. Daha sonra yüzyıllar boyunca Türk yurdu kalacak, Türk – İslam kültürü adada hakim olacaktır.
Osmanlı İmparatorluğu, “hasta adam” durumuna düştükten sonra Avrupalı Devletler tarafından bir an evvel paylaşılmak istenmekteydi. Tabi en büyük düşman her zaman ki gibi İngiltere ve Rusya olmuştu. Rusya’ya karşı yapılan 93 Harbi’nde mağlup olan Osmanlı Devleti, İngiltere’nin kendisini kollaması neticesinde Kıbrıs Adası’nı İngiltere’ye kiralamış ve maalesef İngilizleri bir daha adadan çıkartamamıştır. 1914 yılına kadar ada mülkiyeti Osmanlı Devleti’nde bulunmuş ancak Osmanlı Devleti Birinci Dünya Savaşı’nda İngiltere’nin karşısında yer aldığı için ada İngiltere tarafından ilhak edilmiştir.
1960 yılına geldiğimizde İngiltere, Yunanistan ve Türkiye arasında imzalanan “Kurtuluş, Garanti, İttifak” adında ki üç antlaşmayla beraber Ada bağımsızlığını kazanmış, İngiltere Ada’nın belirli bir kısmında ki üs noktalarında kalmayı sürdürmüştür. O dönemden itibaren Ada’da yaşayan Rum halkı, Ada’nın Yunanistan’a ilhakı için çalışmalara başlamış, bölgede yaşayan Türk halkına karşı bir saldırıya geçmiştir. Henüz çok genç ve yeterince güçlü olmayan Türkiye Cumhuriyeti uzun yıllar bu olayları sadece seyretmek durumunda kalmıştır. 1970’lere geldiğimizde Ada’da bulunan Rum terör örgütü EOKA saldırılarını arttırmış, bölgede Türk bırakmamaya yemin etmişti.
Ancak 20 Temmuz 1974’te bir gece ansızın Türk komandoları harekete geçmiş, sabahın ilk ışıklarıyla beraber Kıbrıs Ada’sına havadan indirme, denizden de çıkartma yapmıştır. Bülent Ecevit ve Necmettin Erbakan koalisyonunda ki hükümet, Amerika’dan çekinmeden, İngilizler’den korkmadan bu cesur kararı almayı bilmiştir. Mehmetçik bölgede kısa zamanda Rum terör örgütünü etkisiz hale getirmiş, Türk halkının yoğunlukla yaşadığı bölgeyi kontrolü altına almıştır. Ve bir kez daha tüm Dünya görmüştür ki Kahraman Türk Ordusu, Türk Milletine karşı yapılacak saldırılara daima hazırdır, gerekli cevabı verecektir. Ayrıca Rauf Denktaş önderliğinde bulunan Mücahitler de gerekli mücadeleyi göstermiştir.
Kıbrıs yüzyıllardır Türk vatanıdır. Bölgede yaşayan Türk halkı bağımsız, özgür, temel hak ve özgürlüklerini korumayı bilmiştir. Rumların, Türk halkına zarardan başka verecekleri bir şeyleri söz konusu değildir. Bu sebepten Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni bir an evvel Dünya ile buluşturmalı, tanınmasını sağlamalı, Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni sağlam temellere oturtmalıyız.