Türkiye’de siyaset tarihinin en önemli dönemeçlerinden biri sayılabilecek tarihler arasında yerini alan 16 Nisan’da milletin kararıyla Türkiye’ye yeni bir istikamet çizildi.

Bu zamana kadar Türk milletinin canını defalarca acıtan sistem karmaşası ve belirsizlik son bulurken, Türkiye küresel manada istikrar ve güven ortamının yeni bir merkezi haline dönüştü.

Tarihimizde bulunan parantez nihayet sona erdirilerek, yeniden yükselişin kapıları aralandı. Şimdi Türkiye’nin şaha kalkmasının zamanı geldi.

‘Türk milleti istikrara kavuşmasın, çift başlılık devam etsin’ diye içerden ve dışarıdan yürütülen propagandaların cevabı 16 Nisan akşamı çok net bir şekilde verilerek yeni bir tarih başladı.

15 Temmuz gecesi millet iradesini yok hükmünde kabul edenlerin, bu ülkeyi imha ve parçalama planı içerisinde olanların hezimete uğradığı tarih 16 Nisan olarak kayıtlara geçti. 

Milletin azim ve kudretiyle 15 Temmuz gecesi ve 16 Nisan gecesi hezimete uğrayışının acısını almak için referandum sonrası da saldırılara devam ediyor. 

Referandumu izlemek üzere Türkiye'ye gelen Avrupa Konseyi’nin seçim gözlemcisi Andrej Hunko'nun PKK sevici olduğu ortaya çıktı. PKK paçavralarıyla boy boy fotoğrafı olan terör sevisi Hunko’nun hazırladığı raporun meşruiyeti ayrı bir tartışma konusu.

Gezi'nin sponsoru, dünyadaki ayaklanmanın arkasındaki isim Soros, %51.4 'evet' ile yeniden hortladı. Soros, 100 milyon dolar bağışladığı Açık Toplum Enstitüsü'nü görevlendirerek Türkiye karşıtı kampanya başlattı. 

Gezi, ABD Başkanlık seçimi, Ukrayna ve Gürcistan gibi dünyada genelinde birçok ayaklanmanın arkasındaki isim olan Soros, CHP ve HDP'nin söylemlerini kullanarak, Gezi benzeri olaylar çıkarmak için kesenin ağzını açtı. 

İkinci bir gezi kalkışmasıyla 16 Nisan’da yapılan milletin özgür iradesiyle yapılan referandum oylamasına gölge düşürmek adına her yolu deneyecekleri ortada. Örtülü müdahale hayali kuranların dönemi çoktan kapandı. Türkiye’yi artık bu aşağılık planlarla asla yıldıramayacakları bilinmeli.

Referandum sonrasında ortaya çıkan bu yeni saldırı girişimi hazırlıkları unutulmasın ki, 15 Temmuz saldırısı gibi algılanacaktır. Türkiye’nin iç siyasetiyle uzaktan yakından alakası olmadığı ortadadır.

Türkiye’nin yeni siyasi iklimine engel teşkil edecek tüm yapılardan arındırılması ortadan kaldırılması noktasında herkesin aklını başına alarak, bu topraklarının önceliğini düşünmesi gerekmektedir. Kutlu yürüyüşün sekteye uğramaması için daha büyük adımların atılmasının vakti geldi de geçiyor bile.

Türkiye’nin şahlanma vaktinin geldiği bu tarihte Recep Tayyip Erdoğan’a Erbakan ve Özal’ın vizyonuyla, Yavuz, Fatih ve Kanuni’nin ufkunun da eşlik edeceği ortadadır.