Meslek Seçimi
Her bireyin kendine özgü özellikleri vardır. Bu özellikler güvenilir ölçme araçlarıyla tespit edilebilir. Her mesleğin kendine özgü özellikleri vardır. Bu özellikler de saptanabilir. Buna göre uygun meslek seçimi, bireyin profili ile mesleğin profilinin en iyi şekilde eşleştirilmesine bağlıdır. Bireyin meslek seçimi için gelişim sürecinin izlenmesi ve çeşitli aşamalarda ona yardım edilmesi gerekir. Meslek seçimi bir süreçtir.
Super’e göre benlik tasarımı bir kimsenin kendini nasıl gördüğüdür. Benlik, meslek seçimini etkiler, çünkü meslek seçimi, bireyin kendi hakkındaki tasarımını oldukça açık bir biçimde ifade etmeyi istediği bir yaşam noktasıdır. Yani birey, meslek tercihini ifade ederken ben şu ya da bu biçimde bir insanım demektedir.
KİŞİLİĞE GÖRE MESLEK SEÇİMİ
Holland, “Meslek seçimi; kişiliğin iş dünyasında ifade bulan bir yansımasıdır” der. İnsanların, tanımladığı 6 kişilik tipinden birine sahip olduğunu ve ona uygun mesleklerden birini seçtiğini savunur. Holland’a göre iş dünyasındaki çeşitli meslekler, içerdikleri etkinlikler bakımından 6 tür mesleki çevre oluşturmaktadırlar. Bunların her biri için altı tür kişilik örüntüsü betimlenmektedir.
6 kişilik tipi şunlardır:
Gerçekçi Tip: Hayvanlarla, nesnelerle, makinelerle uğraşmayı sever. Kas-motor faaliyeti gerektiren işlerle uğraşır. Örnek: Tamirci, mühendis, pilot, veteriner.
Araştırıcı Tip: Zihinsel etkinliklere ağırlık verir. Sistemli ve bilimsel çalışmalarla uğraşır. Örnek: Biyolog, sosyolog, doktor, matematikçi, astronot.
Sanatçı Tip: Heyecanlı, coşkulu, yaratıcı ve hayalcidir. Örnek: Yazar, ressam, aktör, mimar Sosyal Tip: İnsanlarla iletişimi güçlüdür. Yardımsever, işbirliğine yatkın, içtendir ve naziktir. Örnek: Öğretmen, halkla ilişkiler uzmanı, psikolog, doktor, sağlık personeli.
Girişimci Tip: Kendine güvenir, atılgandır, ikna kabiliyeti yüksektir, organizecidir ve maceracıdır. Örnek: Satıcı, avukat, yönetici, politikacı, sigortacı.
Geleneksel Tip: Dikkatlidir, titizdir, itaatkârdır, kurallara bağlıdır, esnek değildir ve kayıt tutma, hesaplama gibi etkinliklerle uğraşır. Örnek: Banka veznedarı, kütüphaneci, postacı, sekreter, kitapçı.
İHTİYAÇLARA GÖRE MESLEK SEÇİMİ
Roe’ya göre; meslekler, psikolojik ihtiyaçları karşılamak üzere seçilirler. Bireyin, çocukluk döneminde, evde ihtiyaçlarını karşılama derecesi ve yöntemleri onun ileride meslek seçiminde belirleyici rol oynayan iç uyarıcıları oluşturur. Roe kuramını, Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisine dayandırmıştır. Roe’ye göre, daha çok hayatın ilk yıllarında yaşanan doyum veya hayal kırıklıkları meslek alanındaki yönelişleri belirlemektedir. Bireyin ihtiyaçlarını doyurma yolları onun, yetenek, ilgi ve tutumlarından hangilerini geliştireceğini belirler. Hiç doyurulmayan ya da çok az doyurulan ihtiyaçlar birer güdü haline gelir. Bu durumda, aile ortamında sevgiye doymamış olan kişi, ya insanlardan uzaklaşıp nesnelerle uğraşmayı ya da sevgi ihtiyacını doyuracak araçlar olarak insanlarla uğraşmayı tercih edeceklerdir. Meslek seçimi bireyin geçirmiş olduğu yaşantılarla ilgilidir. Mesela; çocukluğunda sosyal ortamdan uzak kalmış bir çocuk, onu telafi edebilmek amacıyla sosyal meslekleri (öğretmen, psikolog) seçebilmekteyken; aynı zamanda buna zıt olarak insandışı-sosyal olmayan meslekleri de (madde ve makinalarla ilgili meslekleri: mühendislik gibi) seçebilmektedir. Meslekleri insanlarla ve insan olmayanla ilgili meslekler olarak ikiye ayıran Roe, bireylerin bu alanlardan birine yönelişinin gerisinde, çocukluk yaşantılarından kaynaklanan sevgi ihtiyacının bulunduğu görüşündedir.
Ana-babaların çocuklarına karşı tutumları, çocukların mesleki seçimlerinin asıl belirleyicisidir. Anne-baba çocuğa karşı soğuk ve reddedici tutum sergilerlerse, çocuk ileride insanlarla çalışmaktan ve işbirliği yapmaktan hoşlanmaz ve kaçınır. Anne-baba sıcak ve kabul edici davranırlarsa, çocuklar ileride diğer insanlarla çalışmaktan hoşlanırlar. Roe’ya göre üç türlü anne-baba tutumu vardır.
a) Çocuğa aşırı koruyucu davranma: İki türlü görülür. İlki olan aşırı koruyuculukta, çocuklar bağımlı (ipotekli) kişilik geliştirirler. Başkalarının kendileri hakkındaki görüşlerine çok önem verirler. Kendi mesleğini kendisi seçmez, tek başına çalışacak meslekleri seçmezler. İkincisi olan aşırı istekçi ailelerde, sürekli üstün başarı ve mükemmellik bekler. Statüye, prestije çok önem verirler.
b) Çocuğa soğuk davranma (reddedici): İki türlü görülür. İlki olan red etmede duygusal bir soğukluk vardır. Aile çocuğun temel fizyolojik ihtiyaçlarını karşılar; ama sevgi, ilgi, kabul gibi psikolojik ihtiyaçlarını karşılamaz. İkincisi olan ihmal etmede bilinçli veya bilinçdışı bir kasıt yoktur, sadece ihmalkârlıktan çocuğun ihtiyaçları aksatılır.
c) Çocuğu kabul etme: İki türlü görülür. Birincisi, çocuğun ihtiyaçlarını karşılayan ve yeterince vakit ayırmadıkları için çocuğu serbest bırakan anne-baba tutumudur. İkincisi, çocuğun hem temel fizyolojik ve psikolojik ihtiyaçlarını karşılayan, onun doğal gelişimine ve bağımsızlığını kazanmasına bilinçli olarak izin veren ve destekleyen anne-baba tutumudur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.