Şeyhü’l-İslâm Ebussuud Efendi (1490-1574)
Ebussuud Efendi, Sultan Selim ve Sultan Süleyman zamanlarında, on yedi sene müderrislik, altı sene kadılık, sekiz sene kazaskerlik otuz küsur sene şeyhülislamlık yapmış; dolayısıyla altmış küsur yıl Osmanlı ilim, kültür ve hukuk hayatında etkin rol oynamış bir şahsiyettir.
Yaklaşık otuz sene süren şeyhülislamlık süresiyle, bu görevi en uzun yapan kişidir. Çok mütevazî ve alçakgönüllü olmasına rağmen görevi esnasında ciddi ve intizamlıydı. Çalışmaları esnasında kâtipleri ona yetişemediğinden vardiyalı olarak çalışırlardı. Medreselerde ders okuturken bayram tatilleri dışında derslerine ara vermemesi, müftüyken de günde yüzlerce suale fetva vermesi ve üst düzey devlet görevlerini yaparken bile ilme ara vermeyişi onun ne kadar çalışkan biri olduğunun delilidir.
Tarih kitaplarında bazı günler, sabah namazından ikindiye kadar sorulan soruları cevapladığı belirtilmiştir. Çok çalışır, çok okur, çok yazar ve insanların dertlerini dinleyip çözüm üretmek için kafa yorardı.
Hangi dilde soru sorulursa (Arapça, Farsça, Türkçe) o dil ile cevap verdiği gibi; nesir şekilde soranlara nesir, manzum şekilde soranlara manzum biçimde yanıtlardı. Bunun en güzel örneklerinden birisi de neredeyse bir darbı mesel haline gelmiş olan Kanuni Sultan Süleyman ile karıncaların öldürülmeleri hususundaki manzum yazışmalarıdır. Bu husus şöyle anlatılır; “Padişah, sarayın bahçesindeki ağaçlara zarar veren karıncalardan şikâyet ederek şu mısralarla karıncaları öldürmek için fetva ister:
“Dırahta ger ziyan etse karınca / Zarar var mıdır ânı kırınca?” Şeyhülislâm bu fetvaya manzum olarak şu cevabı verir: “Yarın Hakk’ın huzuruna varınca / Süleyman’dan hakkın alır karınca.”
Kuruluşundan beri durmadan gelişen Osmanlı Devleti büyüdükçe, geniş arazileri ve değişik kabileleri içine almıştı. Bütün bunların idaresinde, her devrin âlimleri padişaha yardımcı olmuşlar, aldıkları mühim vazifeler ile hizmet etmişlerdir. O’nun döneminin padişahına, yaptığı kanunlardan dolayı verilen ‘Kanuni’ sıfatının baş mimarı olan Ebussuud Efendi’nin hizmetleri saymakla bitmeyecektir.
Ebussuud Efendi, Kara Boğdan, Estergon ve Budin seferlerinde Padişah’ın yanında olmuş, Budin’in fethinden sonra zafer şükranesi olarak camiye çevrilen kilisede ilk Cuma namazı onun tarafından kıldırılmıştır. Yine Dârulhadisler ile Tıp medreseleri ilk olarak Ebussuud Efendi döneminde medreseye ilave edilmiştir.
Tefsir, hukuk, edebiyat, akaid, tıp alanlarında; bilinen 35’in üstünde eseri ve risalesi vardır. En önemli eseri ve kıymetli eseri İrşâd u Akli’s-Selim isimli tefsiridir. Evliya Çelebi, bu tefsirden, Seyahatname adlı eserinde şöyle bahsetmiştir: “Üç bin ulemadan ve bin yedi yüz kadar muteber tefsirden istifade etmek, feyz almak suretiyle yazdığı tefsir, hâlen âlimler arasında makbul ve methedilen bir tefsirdir. Ona denk bir tefsir yoktur.”
KANUNİ’NİN EBUSSUUD EFENDİYE YAZDIĞI MEKTUP
Orduları savaş meydanlarında fırtınalar estiren, düşmanın kalbine korku, dosta sükûnet veren Kanuni Sultan Süleyman Han’ın sefere çıktığında, hasta olan Ebussuud Efendi’ye, yazdığı mektup: “Hâlde hâldaşım (halimde benimle ayni hâlde olan), sinde sindaşım(yaşça bana yaşıt olan), ahiret karındaşım(ahiret kardeşim), tarik-i Hak’ta yoldaşım (Hak yolunda, beraber yol aldığım) Molla Ebussuud Hazretleri dua-i bi-hadd iblağından(sınırsız dua ilettikten) sonra; Nedir haliniz? Ve nicedir mizac-ı lâzımü’l-imtizâcınız?(bünyeniz nasıldır, durumunuz ne hâldedir?) Sıhhatte ve afiyette misiniz? Hazret-i Hakk hizane-i hafiyesinden (gizli hazinelerinden) kemal-i kuvvet ve selamet eyliye. Bimennihi ve keremihi(iyilik ve keremiyle) lütuflarından niyaz olunur ki, evkat-ı müteberrikede (mübarek vakitlerde) bu muhlislerini(samimimi, ihlaslı) kalb-i şeriflerinden ihrac ve iz’ac etmiyeler( yani mübarek vakitlerde, ihlaslı şerefli kalbinizden bizleri atıp çıkarmayın). Ola ki küffâr-ı hakisar münhezim ve mükedder(kafirler yerle bir olup, hezimete uğrasın ve kederlensinler) ve asakir-i İslam umumen mansur ve muzaffer olup(İslam askerleri de yardım edinilmiş ve zafer kazanmış olup) rızaullahu tealaya muvafık-ı amel ola.”(Allah’ın rızasına uygun iş olsun). Dua, Eddua, summeddua, bende-i Huda Suleyman-i biriya (Dua, yine dua hep dua… Allah’ın kölesi gösterişsiz Süleyman)