Senede 100 kitap okumak mümkün
Son dönemlerde bir teknoloji bağımlılığı mücadelesidir gidiyor.
Adeta bir nefis savaşına döndü insanlar için. Özellikle de anne babalar için…
Çocuklarının internet bağımlılığından şikâyet ediyorlar ama asıl müptela da kendileri… Çokça rastlıyorum…
Bu sosyal medya, insanlardaki merakı dürtükleyen bir şey. Bu merakı doğru yere çekmek, ondan faydalanmak hepimizin kârına olmaz mı?
Mesela, o merakı kitapla gideremez miyiz?
Senede 100 kitap okumak çok mu zor?
Durun durun! Öyle hemen, ‘‘ben kitap okumayı sevmem… sıkılırım… vaktim yok’’ gibi bahanelerin ardına saklanmayın. Gerçi yazının kalanını bile okuyacak mecaliniz yoksa, zaten ümitsiz vakasınız demektir. Boşver dostum, sen bir çay al oradan, biraz da facebook da dolaş… Bak bakalım, Hilmi dayın hangi özlü sözü paylaşmış yine.
Formülü merak edenler beri gelsin. Birlikte küçük bir hesap yapalım.
Normal bir insan dakikada 200 - 400 kelime okuyabilir.
Biz garanti olsun diye rakamı da 200 kabul edelim.
Ülke ortalamamız da 180 – 220 arasıdır zaten.
Ortalama bir kitapta ise 50 bin kelime bulunur.
Yani, 100 kitaptaki toplam kelime sayısı 5 milyon eder.
5 milyon kelime ise, süre olarak 213 buçuk saate tekabül ediyor.
1 yıl içinde 213 saat! Günde 1 saat bile etmiyor.
Peki, bir yılda sosyal medyaya ne kadar vakit ayırıyorsunuz?
Günlük ne kadar vakit ayırdığınızı düşünün. Sonra da çarpın 365 ile.
Buyurun onun da ülke ortalamasını paylaşayım.
1 yılda ortalama 608 saatimizi sosyal medyayla uğraşarak geçiriyoruz.
Dikkatinizi çekerim. Sadece sosyal medya. İnternet değil.
Televizyon da cabası. Hoş, ‘‘ben zaten televizyon izlemiyorum ki’’ dediğinizi duyar gibiyim. Ama olsun. İster seyredin ister seyretmeyin. Onu hesabın içine katmıyorum.
Pek çoğumuz bu tür bağımlılıklarımızı kabul etmek istemiyoruz. Ya da, ‘‘Ama napayım, yapacak bir şey yok. Sıkılıyoruz’’ gibi bahanelerin ardında saklanıyoruz.
Hesabı yapmak da kolay tabi. Ben de kendi adıma bir özeleştiri yapacak olursam, eskisi kadar kitap okuyamaz oldum. Mesleki bir refleks olsa gerek, dünyanın en çirkin kütüphanesinin müdavimi oluverdim. İnternetin. Okumalarım, araştırmalarım, internet üzerinde yoğunlaştı. Bu vaziyetten hayli muzdaribim. Rahatsızım. Enerjimi ve merakımı, eskiden olduğu gibi yine kitaba yönlendirmeye çalışıyorum. Başardığım ölçüde de huzur bulabiliyorum.
Çünkü kitap, her şeyden önce bir kaçıştır.
Tantanalı gündemden, sıkıntıdan, stresten uzaklaştırır.
Bilmediğiniz yepyeni, gıcır gıcır bilgiler edinirsiniz.
Bambaşka insanlar tanıyabilirsiniz. Asla sokaklarda ya da sosyal medyada rastlayamayacağınız insanlar...
Hele bir de çapraz okuma yaparsınız, offf! Kendinizi geliştirir, ufkunuzu geliştirirsiniz.
İlk emir de açıktır…
‘‘İkra’’ (Oku)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.