Bazı mısralar her şeyi anlatır.

Üstad Sezai Karakoç’un Kapalı Çarşı şiirinde ki ‘Sen cuma gününün hürriyet kadar kutsal olduğunu onlara anlat’ mısrasında olduğu gibi.

Biz kamu çalışanları özellikle öğretmenler olarak Cuma günleri öğrencilerin Cuma namazı isteklerini karşılayamamanın ızdırabını yaşamışızdır.

Kamu çalışanları müdürlerinin ve amirlerinin gözlerinin içine bakarak ‘Cuma namazına gitmeme bir şey der mi acaba ‘diye yaşadıkları stres, verdikleri kavga az mıdır?

Allahın doğuştan getirdiği hürriyetlerden birisinin kısıtlanmasından başka bir şey değildi hatta öğretmenlik hayatımda branştaşım olan bazı Din kültürü öğretmenlerinden şunu da duymuştum:’Müdürle aram iyi değil o da gıcıklığına Cuma vaktine ders koymuş’.

Türkiye’de adı konulmamış gayri resmi bir teamül din dersi öğretmenlerinin ders programı düzenlenirken Cuma saatine dikkat edilirdi ama Cuma vaktine ders koymada ayrı bir cezalandırma türüydü.

Akla şu soru gelebilir: Peki Din dersi öğretmenleri Müslüman’da diğerleri değil mi?

Eğer amir dindarsa ya da dine saygılıysa o da Cuma namazına gidilmesine bir şey demezdi. Fakat bu sadece amirlerin isteğine bırakılmış bir tercihti.

Şimdi Cuma namazı vakti kamuya resmen yaşatılan bu azab 900 000 bine yakın üye sayısıyla memurların temsilcisi olan Memur-Sen tarafından kaldırıldı.

Böylece Bediüzzaman’ın ‘Ekmeksiz yaşarım hürriyetsiz yaşayamam’ sözüyle belirttiği insanlığın en temel ve zirve hakkı olan özgürlüğe yeni bir kapı daha açıldı.

Sezai Karakoç’tan bahsetmişken Cumhuriyet’in kurulmasıyla arkaik bir malzeme haline getirilmeye çalışılan İslam medeniyetinin söylemini edebi sahada bilhassa şiirde güncelleyerek yeni neslin anlayacağı ve hissedeceği bir tarzda ortaya koymuştur.

Karakoç’un Şair Nabi’nin hedonist, zevkçi takılma arzusunun şiarı olan

“İzn alıp cuma namazına deyu mâderden(İzin alıp Cuma namazına diye anneden)
Bir gün uğrulayalım çerh-i sitem-perverden ( Feleğin çarkından çalalım bir gün)”

mısrasına  "Sinemaya gidiyorum" de annene/ Cuma namazına gidelim onun yerine’ mısrasıyla bir isyan ahlakı uslubuyla cevap vermiştir.

Böyle bir ahlak isyanına sahip olan Memur Sen’de tarihin bu karanlık ve flu döneminde önümüzü aydınlatan parlak bir zafere imza atmıştır.