Adnan Demirtürk 1965 senesinde Trabzon Vakfıkebir’de dünyaya gelmişti. İlk ve orta öğrenimini memleketinde bitiren başkana, İlahiyat fakültesine girmek istediği halde Ankara siyasal nasip olmuştu. İlkin sol grupların popülaritesine kapılmış ancak arayış içinde olan ve sorgulayan bir gençken, bir vesile ile Prof. Dr. Erbakan ile tanışmıştı. Bu tanışma, hayatının geri kalan safhasının rotasını tayin edecekti. Erbakan’ı ve davasını tanıdıkça bağlanan ve kendini milli görüş camiasına yakın hisseden Demirtürk, artık davanın en önemli isimlerinden biri olmaya başlamıştı. 80 yılında girdiği Ankara siyasalı 84’te bitirmişti. Askerlikten sonra iş hayatına atılan Demirtürk, memleketi Vakfıkebir’de Refah partisi ilçe başkanlığı ve Trabzon’da gençlik faaliyetlerinde yer almıştı. Adnan Demirtürk Başkan’ın ideali, Türkiye gibi çok önemli misyonlar yüklenmiş bir memleketin meselelerine sahip çıkabilecek, aksiyoner gençlerin yetişmesi olmuştu. Milli Görüş hareketinin çeşitli kademelerinde görev yaptıktan sonra 28 şubat sürecinin en çetrefilli döneminde 6 eylül 1997 yılında MGV’nin (Milli Gençlik Vakfı) başkanlığı ona tevdi edildi. Bu andan sonra yaklaşık 20 ay gibi bir sürede 55 ili ve teşkilatlarını ziyaret ederek teşkilatların problemleriyle hemhal olmuştur. 

SON YOLCULUK
Adnan Başkan, hem İlkadım’ın 80. Yıldönümü hem de il başkanları toplantısına liderlik etmek için Samsun’a doğru yola çıkacaktı. Ankara’dan ayrılırken herkesle bir daha görüşmeyecekmişçesine vedalaşıyor ve ortamı istemsizce bir hüzün iklimine sokuyordu. Sanki gideceğini biliyor, sanki dava arkadaşlarıyla son kez görüştüğünü anlamış gibi bir tavrı vardı. 15 Mayıs 1999 günü Samsun’a ulaşmış toplantıyı nedensizce biraz hüzünlü ama vakur bir duruşla bitirmiş idi. O gün ölüm, kulluk, ihlas, gül, cennet, mahşer gibi kavramları bol bol kullanıyor ve şu dizeleri seslendiriyordu; 

Gülden terazi kurmuşlar
İçine güller koymuşlar
Gül alırlar gül satarlar 
Alanlar gül, satanlar gül

Her toplantı sonrası kapının çıkışında durup çıkanlarla tokalaşıp kısa kısa hasbihal eden ve güler yüzle veda dileklerini ileten başkan bu kez oturduğu koltukta kalakalmıştı. Sanki bu kez uğurlanacak olan benim der gibi bir hali vardı. O sırada orada bulunan kayınbiraderi onun bu haline binaen hayırdır bir sıkıntın mı var diyerek derdini anlamaya çalışınca Şehit Başkan tek bir cümle ile cevap verdi; Allah’ın dediği olur… Programlar sona ermiş ve Ankara dönüş için yola çıkılmıştı. Adnan Demirtürk ve 3 dava arkadaşı havza civarında bir otobüsle çarpışıp her biri şehit oldular. Şehit başkan ardından binlerce gence muntazam bir ömür ve koca bir dava bırakarak Hakk’a yürüdü. Onu uğurlayan MGV’li gençler güle sevdalı başkan dediler Adnan Başkan’a. Şehadetinin yıldönümünde rahmetle yad ediyorum, GÜLe GÜLe BAŞKANIM…