“Seçimin galibi milletimizin bizatihi kendisidir”
Dün, (24 Haziran 2018) bütün dünya nefeslerini tuttu, seçimleri ve sonuçlarını izledi. Dünya da ve Türkiye’de bir kesim, “Türkiye’yi Nasıl Toprağa Gömeriz” in hesabını yaparken, bir kesim ise, “Türkiye’yi Nasıl Şahlandırırız” ın hesabını yaptı…
Ve elbette Allah’ında bir hesabı vardı…!
Sosyal paylaşım sitesinde yaptığım canlı yayın konuşmam da aynen şöyle söylemiştim; “Bu seçim, Türk ve İslam Coğrafyası Açısından, son derece hayati bir önem arz etmektedir. Bu Seçim Mazlum Milletlerin Seçimi olacaktır…. “Demiş ve ayrı bir tarihi değeri olduğunu vurgulamıştım.
Bunun böyle olduğunu halkımızın da anlamış olması benim haklılığımı ortaya koydu. Ulus Devletlerinin dünya da gelişen ve kendilerine yönelen büyük tehlikeleri fark etmeleri de bu seçimin ne kadar önemli olduğunu gösterdi.
Sayın Erdoğan’ın seçilmesi ile, “Derin Dünya Devleti” şaşkına döndü. Dostlar sevindi, düşmanlar kahroldu.
Devlet Başkanımız Sayın Erdoğan’ ı ilk tebrik edenler, “Mazlum Coğrafyanın Müslüman Liderleri oldu.” Seçim sonuçları, Milletimiz, İslam Dünyası ve Türk Dünyası tarafından büyük bir sevinçle karşıladı. Sayın Erdoğan’ı ilk tebrik edenlerin kimler olduğuna bakarsak bunu çok daha net anlamış oluruz.
Yine canlı yayında, “Bu seçimi, Parlamenter Sistem’in Olduğu Seçimlerle Kıyaslamayın. Bu Seçim Tarihi Bir Seçimdir. Türk Milletinin Varlık ve Beka Davası Seçimidir. PKK nın Tekrar Dirilişi Seçimidir. Yapılan yanlışları, hataları, kusurları elbette görelim, hatta gerektiğinde yerel seçimlerde bunun hesabını bile soralım, ancak bu başka bir seçim, burada oylanan Türk Milletinin ve İslam Coğrafyasının geleceğidir…” demiştim.
Ve bu Millet bu hassasiyetin farkına vararak yediden yetmişe, hastasından yaşlısına, herkes sandığa koştu. Sandık başkanlığı yaptığım bu seçimde, göz yaşlarımı tutamadığım anlar oldu. Koltuk değneklerinden tutunda, sedyelerle, hayırlı evlatların sırtında gelenlerin oy kullanmak için gösterdikleri gayret beni fazlası ile duygulandırdı. Bu herkesin, bu seçimin önemini kavradığını gösteriyordu. Devlet, Seyyar Sandıklar la herkesin oy kullanmasını sağladı. Millet İradesinin % 90 la sandığa yansımasını gerçekleştirdi.
Türk Milleti inandı ve kazandı. Evet bu seçimin galibi, bu Milletin bizatihi kendisidir.
Peki mağluplar kimler?
Öncelikle, ellerini ovuşturarak, salyalarını akıtarak, Türk Milletini bir lokmada yemek isteyen kan emici vampirler, emperyal güçler ve onların hain uşakları. (Burada asla diğer siyasi partilerimizi ve onlara oy verenleri kastetmiyorum. “Erdoğan kaybetmelidir” diye sürekli yayın yapan yabancı basın organlarını ve onların arkalarındaki ağababalarını kastediyorum.)
Yine bu seçimin en önemli mağlupları Fetö terör örgütü ve onun arkasındaki güçler olmuştur. Hatta bazı siyasilerimiz maalesef onlara resmen açık çek vermiştir.
Yine bazı siyasiyeler, terör örgütü liderini açıkça, “Başkan Yardımcısı Yapacağım” demiştir.
Yine bu seçimin esas mağluplarından biriside, “Anket Şirketleri” dir. Her seçimde halkı yönlendirmeyi kendilerine görev haline getiren bu şirketler, bu seçimde kelimenin tam anlamıyla, “Çuvalladılar”. Özellikle MHP yi, “Sandığa Gömmek” için ellerinden geleni yaptılar. Hatta, öyle ileri gittiler ki, “Grup kurulması için gerekli olan 20 Milletvekilini çıkaramayacak” dediler. Hiçbir şekilde şans tanımadılar. (Bence bu şirketlerin kapılarına kilit vurmaları gerekir.)
Mağlupları çoğaltabiliriz……
Ancak bizi üzen bir noktayı burada ifade etmeden geçmek istemiyorum. Başkanı olduğum sandık açılırken ve oylar sayılırken, bir partinin mensuplarının bir kısmı, kendi liderlerine oy verdikleri halde, partilerine oy vermeyip, PKK terör örgütünün siyasi koluna oy verdikleri müşaade edilmiş, bu olgu sayımı izleyen partili partisiz herkesi derinden üzmüştür. Malum kesimin kendilerini bir kez daha sorgulamalarının doğru olacağını düşünmekteyim.
Bu Millet Sayın Devlet Başkanına çok büyük bir sorumluluk vermiştir. Sayın Başkan bu sorumluluğun bilincinde olarak bugünden itibaren Devlet yönetiminde kötüye giden, iyi olmayan, bizzat kendisinin bile şikâyet ettiği ne varsa, acilen çözüm yolları bulmak ve uygulamak için elinden geleni yapacağına inanıyorum. Kaybedecek bir dakikamız bile yok. Seçimi günlerce konuşup, zafer sarhoşluğu içine girmenin anlamı da yok. Hele ki geçmişte olduğu gibi bazı kesimlerin, “Kibirlenip, böbürlenip, tepeden bakmalarının” da anlamı yok. Elbette herkes bu sonuçlarla kendine çeki düzen verecek bir ders çıkaracaktır.
Acilen, halkın şikâyet ettiği konular masaya yatırılmalı, süratli bir şekilde çözüme kavuşturulmalıdır. Halk artık hiçbir mazeret kabul etmeyecektir. Çünkü gereken her türlü yetkiyi vermiştir.
Sayın Devlet Başkanımız, “Bu Seçimin Galibi Bu Milletin Bizatihi Kendisidir” demiştir. O zaman bu milletin sorunlarını vakit geçirilmeksizin çözülmesi de Devlet Başkanımızın öncelikle icraatları arasında olmalıdır. Bunun böyle olacağı konusunda da en ufak bir kuşkumuz bulunmamaktadır.
Sayın Devlet Başkanımızı başarısından dolayı, İç Anadolu Birliği olarak, en derin kalbi muhabbetlerimizle tebrik eder, başarılarının daim olmasını Yüce Allah’dan niyaz ederiz. Allah yar ve yardımcısı olsun.
İç Anadolu Birliği; “Davamız Türk Milletinin Varlık ve Beka Davasıdır. Sessiz Çoğunluğun Sesi, Kimsesizlerin Kimsesi, Anadolu’nun Güçlü Sesi, Mazlumların Hamisi, Halkın Bizatihi Kendisi” sloganlarımızı nasıl ki dün hayat haline getirmiş mücadele etmişsek, bugünden sonra da aynı inanç ve vakarla ile mücadelemize devam edeceğimizi, beyan ederiz.
SON SÖZ SEÇİMİN GERÇEK GALİBİ; “TÜRK MİLLETİNİN BİZATİHİ KENDİSİDİR”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.