Seçim gününün ertesi
Bu yazı 24 Haziran Pazar günü yazıldı.
Seçim gününde yani.
Okuyucular bu yazıyı okurken seçim sonuçları belli olmuş olacak.
Günlerdir süren çabaların, koşuşturmaların, tartışmaların hatta kavgaların neticesini görmüş olacağız.
Sonucun ne olduğunu/olacağını bilmeden acizane tavsiyelerim olacak:
Bu topraklarda yaşayan fertler olarak yaşadığımız coğrafyayı daha yaşanır, yahut yaşanmaz kılmak bizim elimizdedir.
Unutmayalım: Kim ne kadar oy alırsa alsın, netice ne olursa olsun dünyanın sonu değildir.
Her kesim oyunu arttırabilmek için kendi kitlesini diğerlerinin öcüleriyle, umacılarıyla korkuttu.
Elbette her kesimden hasta ruhlu fanatikler vardır ama onlar üzerinden üretilen korkuların, bizi kontrol edilebilir robotlara dönüştürmesine izin vermememiz gerekir.
Bir yerlerde bıçağını bileyen, tabancasını yağlayan kan dökücü zalimlerle dolu bir ülke değil burası, bu imajı kafamızdan silelim.
Bizimle aynı siyasi görüşü paylaşmayan yan komşumuz da bizim gibi, her şey daha iyi olsun isteyen bir insan.
O da ülkemizin ve çocuklarının geleceği için endişe ediyor bizim gibi.
O da haksızlığa uğramaktan korkuyor.
O zaman dualarımız sadece zulme uğramamak için olmasın!
Zulmedenlerden, haksızlık yapanlardan olmamak için de dua edelim.
Aynısını komşumuzdan bekleyebilmemiz için bu şuura ihtiyacımız var.
Bu topraklarda huzur ve barış içinde birlikte yaşayacağız.
Şunu görmemiz ve içselleştirmemiz lazım: Hiçbir kesim kendini huzurunu ötekine tahakküm üzerinden sağlayamaz.
Hiçbir kesim diğerlerini ezerek, bastırarak, öteleyerek elde edilecek görece bir “huzura” talip olamaz, olmamalıdır.
O yüzden sabah kapımızı açtığımızda karşılaştığımız komşumuza, ne tebessümümüzü eksik edelim ne selamımızı.
Merhamet, sempati, empati, yardımlaşma, dostluk, kardeşlik kapılarını asla kapatmayalım.
Kendi fikri gettolarımıza kapanıp diğerleri ile etkileşimimizi açıkça manipüle edilen kanallardan sürdürmeyelim.
Birbirimizi sevelim. Hem de gerçekten sevelim.
Çok mu naif?
Olmaz mı?
Naçizane kanaatimce olur. Hem de çok güzel olur.
Bunu yapmak elimizde.
Mesele, bunu acı ve çok ağır tecrübeler yaşamadan “oldurmak”.
Birbirimize karşı kin, nefret, düşmanlık hisleri yerine sevgi, saygı ve dostluk hisleri beslememizin önündeki engellerin çoğu “sanaldır”.
Geçmişin tortusunu yüreklerimizden kazıyıp atabiliriz.
Mesele, bir müddet huzurlu uyuyabilmek için sopayı ele geçirmek değil.
Mesele kimsenin kimseyi dövmediği, herkesin birbirinden emin olduğu bir barış iklimine ulaşmak.
Seçim sonuçları vatanımız ve milletimiz için hayırlı, uğurlu olsun.
Allah hakkımızda hayırlısını versin.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.