Sayın Başkan, lütfen direnin
Son yıllarda özellikle büyükşehirlerde mantar gibi çoğalan AVM’lerin topluma sunduğu fayda ve zararların hassasiyetle üzerinde durulması gerektiğine inananlardanım.
“Buralar gerçekten insanların tüm ihtiyaçlarını bir merkezde toplama saikiyle oluşmuş saf ve temiz yerler mi, yoksa küresel kapitalizmin günümüz tezahürlerinden tüketim tapınakları mı?” sorgulamasını geçtim, AVM’lerin küçük esnaf için oluşturduğu tehdidin derdindeyim.
Bu noktada TESK’in, yani Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu’nun tespitlerini çok kıymetli buluyorum.
TESK’in araştırmalarına göre, bugün örneğin sadece Ankara’da 50’ye yakın AVM bulunuyor. Ülke genelindeki toplam sayıları ise 500’e yaklaşmış durumda.
Peki bu bölgelerde esnaf sayısında gidişat ne yönde?
Maalesef, AVM’lerle ters orantılı şekilde hep esnafın aleyhine ilerliyor.
AVM’ler açıldıkça esnaflar kapanıyor.
Bugün nüfusa oranla esnaf sayısının en az olduğu iller İstanbul, Ankara, İzmir gibi AVM’lerin en fazla olduğu iller.
“Esnaf da AVM’de dükkan açsın” diye düşünebilirsiniz. Evet AVM'lerde esnaflar da bulunsun amma ve lakin yüksek kiralar ile yarışamayacakları markalar nedeniyle maalesef bu mümkün olmuyor; barınamıyorlar buralarda.
TESK Başkanı Bendevi Palandöken, AVM'lerin açılışlarına ve konumlanmalarına düzenleme getirilmesi gerektiğini söylüyor.
Palandöken’in teklifi şöyle:
"Açılış ve kapanış saatleri ile konumlanacakları yerler öncesinde iyi araştırma yapılarak bir kural çerçevesine oturtulmalıdır. Esnaf vergisiyle, dar boğazıyla geçinmeye çalışırken bu ortamdan zarar görmesine göz yumulmamalıdır. AVM'ler ziyaretçi sayısını ve kârını artırdıkça, o bölgedeki esnaf sayısı azalıyor. En çok AVM'nin bulunduğu İstanbul, Ankara ve İzmir'deki esnaf sayısı en düşük iller arasında. Tüm illerimiz içerisinde nüfusa oranla esnaf sayısı sıralamasında İstanbul 75'inci, Ankara 67'inci, İzmir ise 41'inci sırada."
***
TESK’in “AVM’lerin açılış ve kapanış saatleri ile konumlanacakları yerler öncesinde iyi araştırma yapılarak bir kural çerçevesine oturtulmalı” önerisinin altını çizerek, “bu kimin görevi” diye sormak istiyorum.
Baş sorumluluk sahibi devlette, belediyeler de bu “görevliler”den biri.
Bugün Ankara’da sınırları içerisinde AVM bulunmayan belki de tek ilçe olan Altındağ’da bu “görev”in farkında olunduğunu gözlemliyorum.
Belediye Başkanı Asım Balcı’nın, geçtiğimiz günlerde şöyle bir açıklaması oldu:
“Altındağ’da neden AVM yok diyenler oluyor. Onlara alışveriş merkezlerinin esnafı öldürdüğünü, oradaki markaların yabancı markalar olduğu ve esnafa düşman olduklarını anlatıyoruz.”
Tuzu kuru ve sorumsuz kimilerini rahatsız etmiştir belki bu sözler ama bana göre son derece yerinde ifadeler.
Buradan anlıyorum ki, Altındağ’da AVM olmaması tesadüf değil, bir görevi yerine getirmenin, şuurlu duruşun sonucuymuş.
Tebrik ediyorum Asım Balcı ve yönetimini.
Sayın Başkan, lütfen direnin AVM’lere. Açmayın Altındağ’ın kapılarını onlara.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.