Sarı Basın Kartı neden kimlik olarak kullanılmaz?
Geçtiğimiz hafta ‘24 Temmuz Gazeteciler ve Basın Bayramı’ydı. Ancak bu “bayram” bizim alışageldiğimiz bayramlardan biraz farklı.
Bu günde gazetecilere tatil yok, gazetecilerle ilgili bir faaliyet olmaz, o gün gazeteciler adına sevindirici bir müjde verilmez… Bayramımız normal bir gün gibi gelip geçer.
Sadece bazı kurum ve kuruluşlar yazılı bir açıklama ile ya da sosyal medya üzerinde gazetecilerin ve biz fikir işçilerinin bu sözde günü kutlanır! Bir telefon açılarak bayramımız kutlanmaya bile tenezzül edilmez. Gece-gündüz demeden kamuoyunu aydınlatmak için ter döken biz gazetecileri, unutmayan sayılı birkaç kurumun da hakkını yememek lazım.
Bu yakınmaların ardından biz gazetecilerin yaşadığı en büyük sorunlardan birini siz kamuoyuyla paylaşmak istiyorum. Belli şartları karşılayan gazetecilere eskiden Başbakanlığa şimdi ise Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’na bağlı Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü tarafından ‘sarı basın’ kartı verilir.
Bilmeyenler için söylüyorum bu sarı basın kartında bütün nüfus bilgilerimiz yer almaktadır. Devletin resmi kurumu tarafından verilen bu sarı basın kartı, bir nevi nüfus cüzdanı olarak geçmektedir. Çünkü kimliğimizin içindeki bütün bilgiler sarı basın kartının içinde bulunmaktadır.
Eskiden Başbakanlık şimdi ise Cumhurbaşkanlığı tarafından verilen sarı basın kartı, ne yazık ki bazı devlet kurumlarımızda çalışan kişiler tarafından yok sayılmaktadır. Nasıl mı? Hemen örnek vereyim.
Geçtiğimiz aylarda Pursaklar Kaymakamlığındaki İlçe Nüfus Müdürlüğüne yolum düşmüştü. Yapacağım işlem sırasında oradaki memur bey benden kimlik istemişti ben de cüzdanımın hemen ön gözünde olan basın kartımı uzattım; ancak o memur “bu ne, bu olmaz kimlik ya da ehliyet ver” diyerek sarı basın kartını tanımadığını belirtti. O anda kendimi çok kötü hissettim. Bu durumla karşılaşacağımı inanın hiç beklemiyordum. Çünkü benim nazarımda o da kimlikti.
Bu olaydan sonra her işlemimde nüfus cüzdanımı uzatmaya başladım; çünkü biliyorum ki resmi sarı basın kartını bazı kişiler görmezden geliyor.
Neyse geçelim bu konuyla ilgili ikinci vakaya. Geçtiğimiz günlerde gazeteci bir arkadaşımla şehir dışından gelen babasını karşılamak için YHT Garı’na gittik. Gar’a tam giriş sırasında GBT yapan polis memuru arkadaşlar bizi durdurdu ve kimlik istedi. Ben hemen ehliyetimi uzattım GBT’me bakıldı, sonra ehliyetimi aldım. Ardından yanımdaki gazeteci arkadaşım cüzdanının ön gözündeki sarı basın kartını uzattı, memur bey kartı biraz inceledikten sonra “tamam gidebilirsiniz” dedi ve biz oradan ayrılırken bir ses işittik. Memur bey, arkadaşıma yönelerek biraz da tebessümle “Sana istesem ceza yazabilirdim” dedi ben ise nedenini sordum ve şu yanıtı aldım: “Sarı basın kartı, nüfus cüzdanı yerine geçmiyor, kart olarak dahi gözükmüyor. Yani bizim sistemimizde görünmüyor. Ben sizden kimlik istedim siz bana başka bir şey verdiniz…”
Ceza felan yazılmadı ama bir garip olayla daha karşı karşıya kaldım. Devletimizin bize resmi olarak verdiği sarı basın kartının görmezden gelinmesi beni üzdü.
Bu konuya bir netlik kazandırılmalı. Çünkü bu sorunu tüm gazeteciler yaşıyor. Bu konuda Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğüne, Ankara Valiliğine, Ankara İl Emniyet Müdürlüğüne büyük görev düşüyor. Zira bu bazı illerimiz bu konuyla ilgili çalışma başlatmış ve sarı basın kartının kimlik kartı olarak geçtiğini açıklamıştır. Yani örnekleri vardır.
Yetkili kurumlar tarafından bir açıklama yapılır sarı basın kartımızı nerede kullanıp nerede kullanamayacağımız belirtilirse bizde ona göre davranırız.
Haydi sağlıcakla kalın…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.