Sanatın Ne Olduğunu Sezemeyenler
Fark ettiniz mi? Dine karşı cephe alanlar, karalama politikalarına ömrünü adayanlar; benzer işler yapıyorlar ve aynı tiyniyette insanlar. Yaptıkları çirkin fiilleri kendi işleri üzerinden resmileştirdiklerinde, hemen destekçileri mağaralarından çıkıp yanlarına kuruluveriyor. Örneğin geçtiğimiz günlerde gündem olan ama çok daha önce yazılmış bir sezen aksu şarkısında Hz. Adem ile Hz. Havva'ya hakaret ediliyor, karşılığında doğal olarak Müslümanlardan tepki geliyor. "Geziciler" diye sınıflandırabileceğimiz tipler attıkları tweetlerle ve açıklamalarla sezen aksu yalnız değildir diye saf tutuyorlar. Neymiş efendim; yapılan şey SANATMIŞ. Neymiş efendim; FİKİR ÖZGÜRLÜĞÜYMÜŞ. Bunlar kendilerince her edilen söze fikir özgürlüğü nazarıyla bakmaz! Kendileri de gayet farkında olarak konuştukları ve duydukları şeklinde ikiye ayırır bu durumu. Hatta duydukları da iki maddedir; kendileri gibi karanlık zihinlerden duydukları namütenahi mahiyette fikir özgürlüğüne girer, karşı görüşten duyduklarına ise en küçük tabirle kulak tıkarlar. Yüzde 90'ı Müslüman olan memleketimde İslam'a cephe alan bu adi azınlık, her türlü yoldan vurmaya çalışır bizleri. İşte bu yüzleri çok iyi tanımak lazım, zaten zor olmasa gerek hepsi birbirinin aynı...
Bu topraklara yakışmayan karşılaştığımız vahim duruma tepki gösteren Halil Konakçı Hoca, tam manasıyla omurgalı ve şuurlu bir Müslüman duruşuyla olayın vahametini cemaate arz etmişti. Hocaya hiç beklemediği yerlerden dahi ciddi tepkiler geldi. Yani bu devrin hocaları zaten halkı gündem üzerinden bilgilendirmeyi bırakın, kendileri dahi gelişmelerden bihaberken, Halil hoca eleştiri tufanına tutuluyor ayıptır. Hocadan Allah razı olsun; benim yıllardır sorguladığım, ve hiçbir mantıklı cevap bulamadığım bir konuyu dile getirdi. Neden asırlarca İslama sancaktarlık etmiş bu memleketten hilafet makamı sökülüp atıldı? O çok özendikleri batının dini lideri Vatikan'da duruyor, bizim neden halifemiz yok. Bir liderimiz olsaydı da İstanbul’da makamı bulunsaydı, bugün bunları mı konuşuyor olurduk. En basitinden cihat kısa denen münafık nasıl edebilirdi o hayasız sözleri? Hala ve hala üniversiteden içeri adım atması mümkün olur muydu? Şuan ki yetkililer onunla ilgili hiçbir adım atmama gafletini ileriki nesillere nasıl anlatacaklar bakalım. O zaten Allah'ın ayetini inkar ederek Hak katında cezasını çekecektir ama üniversitelerde gerekli olan temizliği yapmayarak yetkililer, onun ve benzerlerinin günahına ortak olmuşlardır. Üniversiteli gençlerin kanına girmelerine müsaade etmişlerdir. Bizler, bu yazımın başından sonuna anlatmaya çalıştığım tiplerle mücadele halinde olacağız. Tükenmeyeceğiz, usanmayacağız. Onların çabaları bizim davamızı zayıflatmaya yetmez! Her türlü fiillerinde karşılarında olacağız. Onlara son olarak diyorum ki; merak etmeyin, o ulaşmaya çalıştığınız karanlık batı zihniyetinde boğulacaksınız.