Sahur Ve İftar Ramazan’da Gelen Bereket
Peygamber Efendimiz Medine’ye hicret ettikten sonra yaklaşık olarak on sekiz ay geçmişti, şaban ayının son günleriydi bakara suresinin gelen ayetleri Ramazan orucunun farz kılındığını haber vermiştir.
Resulullah’ın tebliğ ve teşvik ettiği her şeyi işittik ve itaat ettik diyerek büyük bir aşk ile yerine getirmeye çalışan sahabe-i kram bu ibadeti de gerektiği gibi yapmaya gayret ve özen gösteriyorlardı, orucun farz kılındığı bu ilk dönemlerde sahabeler iftar ettikten sonra gece uyumadıkları müddetçe yiyebiliyor, içebiliyor, eşleri ile birlikte olabiliyorlardı, fakat akşam olduğunda iftar vakti dâhil herhangi bir vakitte güneş batıncaya kadar oruçlu sayılıyorlardı.
Sahabe-i kram Hz Peygamber’in emirini yerine getirmek onun sünnetini takip etmek üzere sahura büyük heyecan ile kalkıyorlardı. Ne var ki ilk zamanlarda saat gibi zamanı gösteren belirli bir araç olmadığı için oruca başlama vaktinin tespiti konusunda tereddüt hasıl olmuştu.
Sevgili Peygamberimiz saat konusunda gerekse beyanında bulunarak ayette geçen tan yeri ağarıncaya kadar ifadesini nazil olması ile ayetin manası iyice anlaşılmış adi b. Hatim gibi siyah ve beyaz iplerle kafası karışan kimselerinde zihinlerini aydınlatmıştır. İmsak vakti sabah namazı vaktinin girdiği gecenin bittiği gündüzün başladığı andır. İmsak ile birlikte mümin sevabını Allah Teâla’nın takdir edeceği çok özel bir ibadete başlar, zira yüce Allah kutsi bir hadiste şöyle buyurmuştur:
Oruç benim içindir onun ecrini ben vereceğim gün ilerledikçe oruç tutmanın kazandırdığı manevi haz ve heyecanla birlikte açlık ve susuzluk hissi artar fakat oruç tutan Müslüman oruçlunun ağız kokusu Allah katında misk kokusundan daha güzeldir. Allah Resulünün bu övgüsüne mazhar olabilmek için sabreder iftar vakti müminler için sevinç ve huzur vaktidir bu vaktin girmesi ile Allah’ın rızası için açlığa ve susuzluğa orucun sıhhatine zarar verecek tutum ve davranışlara karşı sabreden oruca özel yasaklardan uzak durmayı başaran ihlaslı gönüller için bütün bu yasaklar kalkar, bu vakit Resulullah’ın şüphesiz her iftar vaktinde Allah tarafından cehennem ateşinden azat edilenler vardır.
Bu azat etme işlemi Ramazan da her gece olur, sözleri ile ifade ettiği üzere bağışlanma vaktidir. Yine Hz Peygamber Efendimiz Müminin iki sevinci vardır birisi iftar vaktinde orucunu açtığı andaki sevinci, diğeri Rabbine kavuştuğu zaman orucunun mükâfatından kaynaklanan sevincidir, buyurmuştur. Allah Resulü her oruçlunun iftarını açtığında reddedilmeyen bir duası vardır diyerek müminlere bu sevinç ve bağışlanma vaktinde dua etmelerini öğütlemiştir. Bu hadisi Peygamberimizden nakleden sahabi Abdullah b Amr’ın iftar vaktinde Allah’ım senden her şeyi kuşatan rahmetin ile beni bağışlamanı dilerim diyerek dua ettiği bilinmektedir. Ramazan ayında diğer zamanlara göre daha cömert olan sevgili Peygamber Efendimiz iftar sofralarını başkaları ile paylaşmaya büyük önem vermiş ve şöyle buyurmuştur; Her kim bir oruçluya iftar yemeği yedirirse kendisine onun sevabı kadar sevap verilir, oruçlunun ecrinden de hiçbir şey eksiltilmez. Kendisi de iftar davetlerine icabet etmiş davet sahiplerine övgüde bulunmuştur. Biz de bu ramazan da günahlarımızdan arınmamız için bol bol dua edelim, Allah’ın rızasını kazanmaya çalışalım ve Cennetine nail olabilen kullarından olalım. Selam ve Dua ile.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.