Sosyal medya cidden ilginç bir yer olmaya başladı. Özellikle korona virüs ile mücadele verdiğimiz şu günlerde, sosyal medyada geçirilen zaman arttı. Bu da doğal olarak bilgi kirliliğini artmasına sebep oldu. İnsanlar evde ne yapacağını şaşırdı. Şimdi bir furya başını aldı gidiyor. Piyasada ne kadar gazeteci varsa onların adına sahte hesap açıp siyasi manipülasyon yapılıyor. Açtıkları hesapları, kimisi muhalefet adına konuşturuyor, kimisi iktidar adına. 
Genelde iktidarı destekleyen gazetecilerin adına açılan sahte hesaplarda muhalefeti öven, muhalefeti destekleyen gazetecilerin adına açılan sahte hesaplarlarda iktidarı öven içerikler paylaşılıyor. 

İsimlerin gerçek sahipleri ise bas bas bağırmalarına rağmen o hesaplar kapatılmıyor. Adlarına sahte hesap açılanlar kendi adlarına söyletilmiş yalan sözleri yalanlamaktan kendi sözlerini konuşamaz duruma geldiler. Bu iş gittikçe karmaşık bir hal alıyor.

Sanırım önümüzdeki günlerde neyin gerçek neyin sahte olduğunu anlamak daha da zor olacak. Zaten medyada yeteri kadar bulunan bilgi kirliliği, bu gibi hadiselerden sonra had safhaya ulaşıyor. İşin ilginç yanı da bu tarz dezenformasyonlara kullanıcılar bile bile itibar ediyor. Bu da bana Dan Brown’un “Artık yalan haberler de gerçek haberler kadar değer taşıyor" sözünü hatırlatıyor.

Sahte hesaplardan yapılan paylaşımlar sanki gerçekmiş gibi bir çok haber sitesinde yer buluyor. Bu da doğru bilgiyi yanlışından ayırt etmeyi zorlaştırıyor. İletişim Başkanlığı bunu engellemeli.  Ne amaçla olursa olsun başkasının adına hesap açıp birçok konuda manipülasyonda bulunan şahıslar ağır yaptırımlara tabi tutulmalı. Aksi halde zaten yüksek olan sinir katsayımız daha da yükselecek.

Olympos imar planı tepki çekti

Olympos ile ilgili 2004 yılında çalışmalara başlanan “Koruma Amaçlı İmar Planı” Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından onaylandı. İmar planına göre Olympos Antik Kenti hariç olmak üzere diğer bölgeler birinci derece sit alanından üçüncü derece sit alanına düşürüldü. Tabi bu karar tepkileri de beraberinde getirdi. Bölgenin bazı belediye meclis üyeleri kararı sevinçle karşıladıklarını ve betonlaşma olmayacağının sözünü vermiş. Yeni yapıların ahşap olacağını belirtmiş. Üzüldüm.

Olympos kendi içerisinde farklı bir kültüre ev sahipliği yapıyordu. İçerisinde barındırdığı doğal ve kültürel zenginliklerinin yanı sıra ziyaretçi profili ve maddi olanakları açısından da diğer yozlaşmış turizm bölgelerinden ayrılıyordu. Sanırım ilerleyen yıllarda burada da tatil yapmak bizler için zorlaşacak. Umarım dedikleri gibi betonlaşmaya izin verilmez ve doğası korunarak, yüzlerce yıl bozulmadan bugünlere nasıl geldiyse bir o kadar daha gelecekte çocuklarımıza geçmişten bir armağan olarak miras bırakılır.