Tuba Arslan

Tuba Arslan

Sahip çıkalım

Sahip çıkalım

Namazsız ezan, ezansız namaz arasında bir durakta gelip geçen insanoğlu için Allah’ın bütün herkese eşit verdiği tek şey zamandır. En büyük sermayemizin her dakika saniyesinden sorumlu olacağımız bir hesap günüde olacaktır elbet bizim için. Kimileri şu kar kış kıyamete bir tatil gözüyle bakarken, kimileri sokakta küçücük çocuklarıyla üst geçitlerde dilenen bir anneyi görmezden geliyor. Her sabah gördüğüm bu elem durum karşısında vicdanım sızlıyor.
Kimi sengin çocukları zenginliklerini ispatlarcasına trilyonluk oyuncaklarıyla selfie çekerken, üç beş kuruş para toplamak uğruna bu soğukta anne kucağında uyuyan bebeklerin dramı gözlerimizi dolduruyor. Belki kullanılıyor o bebekler vicdansız aileler tarafından ama o zavallıcıkların suçu ne? Neden sahip çıkılmıyor o yavrucuklara? Kendi yavrularımız aman üşümesin hasta olmasın diye üzerine titrerken, onların ne cezası varda bu vurdumduymazlığa maruz kalıyorlardı. Savaştan canlarını kurtarmak için can hılaş kaçan bu yavrucaklar, Ankara’nın buz gibi ayazında hiç mi üşümüyorlar? Acaba onların donan küçücük parmaklarının yanında bizim vicdanlarımız mı donup kas katı kesilmişti. Bu kadar da mı vurdumduymaz olmuştuk biz? Vatandaşı bir kenara bırakalım yetkililer bir şeyler yapamazlar mı o masumlara? Ailelerinin elinden alıp en azından sıcak bir yuvaya yerleştiremez mi onları? Vatandaşı bir kenara bırakalım dedik diye sakın bana ne deyip de bir köşeye çekilmeyelim. Hadi gelin sahip çıkalım bu sahipsizlere. Kimsenin kimseye fayda sağlamayacağı o günde birinin bize sahip çıkmasını istiyorsak bizde bugün bir yavrucağa sahip çıkalım. Onlar yetim onlar masum onlar günahsız. Nefislerimizi çok yorduk kullanmaktan, şeytanı çok çalıştırdık, bir izin verelim ona ve pas tutmuş kullanmadığımız vicdanımıza bir fırsat verelim. Kimseye sen şunu yap ben bunu yap diyemeyeceğimize göre herkes kendini biliyor. Ve gücünün yettiğince bir yetime sahip çıksın istiyoruz. Hiçbir şey yapamıyorsa bir yetimin başını okşasın. Emin olun yaptıklarınızın hiçbiri karşılıksız kalmayacaktır. Kendisi de bir yetim olan Sevgi peygamberimiz bakın bizler ne müjdeler verdi: “Yetimlerin ihtiyacına koşan, Allah yolunda savaşa giden askerlerle, gündüzün oruç tutup, geceyi ibadet ile geçiren gibidir.” [Buhari, Edebü'l-Müfred, 59.]..  İkinci bir hadisi Şerifte peygamberimiz bakın ne diyor: “Herkim Müslümanlar arasında bir yetimi tutar, götürür, yiyecek ve içeceğine onu ortak ederse Allah onu mutlaka cennete koyacaktır...” [Tirmizi, Birr ve Sıla, 14]. 
Bu kadar müjde varken artık duyarsız kalmayalım. Cennet için değil insanlık görevimiz için sahip çıkalım onlara. Gelin insan olmamız hasebiyle insanlık onurumuzu koruyalım her birimiz bir yetime sahip çıkalım.
SOĞUKTA DONAN
YÜREKLER: YAŞLILAR
Dünün gençleri bugünün yaşlıları büyüklerimiz biliyoruz ki yarında biz siz olcağız. Bugün size hor bakıyorsak yarın biz size yapılanlara maruz kalacağız. Bazınız tek başına koskoca bir evde tek başına, kiminiz tek göz bir odada titreyen ellerinizle yakamadığınız kör ocağın başında, uğruna ömrünüzü verdiğiniz evlatlarınız tarafından terk edilmiş bir viranede tek başına. Ey bugünün anne babaları sizde bir anne babanın çocuğusunuz. Bugün siz nasıl evlatlarınız için titriyorsanız dünde onlar sizin için titriyorlardı. Ne oldu da şimdi büyüdünüz tek başına bıraktınız onları? Yoksa eşiniz mi alıkoyuyor sizi anne babanıza sahip çıkmaktan. Yemeğinizin mi azalacağından korkuyorsunuz? Yoksa rahatınız mı bozulacak? Keyfiniz mi kaçacak onların size bir ömrünü feda ettiler yemediler yedirdiler diye. Niçin bu soğukta soğuk duvarlara baktırıyorsunuz anne babanızı? Torunlarını sarıp sarmalayacağı zaman huzurevleri denen huzursuz bekleyişlerin mekânı huzurevlerine atıyorsunuz. Gözlerini camlarda acaba bu haftada mı gelmeyecekler diye merak içinde bırakıyor sunuz anne babanızı? Sanmayın yaptıklarınız yanınıza kalacak. Sanmayın siz de aynı duruma düşmeyecek evlatlarınız tarafından işi bitmiş bir eşya gibi sizin onlara yaptığınız gibi bir köşeye atılmayacaksınız! Allah hiç bir yapılanı kimsenin yanına bırakmaz. Kimin anne babası köyde, kırda, dağda, taşta tek başına kalıyorsa varsın gitsin sahip çıksın ona. Tek başına bırakmasın onu bu soğuklarda. Geçen yıl duyduğumuz bir haberde sobasını yakamayan bir yaşlı teyzemiz soğuktan donup vefat etmişti. Bizim annemiz ve babamızın akıbetinin de öyle olmasına müsaade etmeyelim. Getirelim oturtalım başköşemize, hizmetçisi olalım. Bir sıcak çorbamızı çok görmeyelim. Onların duasını almadan ne bu dünyada ne de öbür dünyada saadete kavuşamayız. Beddualarını almaktan kaçınalım. Anne babasının bedduasını alanlar iflah olmazlar. Aslında iş beddua dua meselesi değil. Yapmakta zorunlu olduğumuz ama yapmadığımız evlat olmamızın zorunluluğu. Soğukta tek başlarına bırakmayalım. Onlar bizim her şeyimiz.. Kısaca Onlar ANNE BABAMIZ…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR