Rus Ayısı Geldi Aşka, Rus’un Aşkı Başka
İç ve dış düşman çevreleri bütün ümitlerini 1 Kasım seçimlerinin sonuçlarına bağlamışlardı. Seçimlerden bir koalisyon çıkacak ve hükümete giren kuklaları eliyle Türkiye’yi karıştıracaklardı. Çünkü sözü dinlenen güçlü bir Türkiye görmek istemiyorlardı. Umdukları gibi olmadı ve tek başına bir iktidar ve kenetlenmiş bir millet çıktı karşılarına. Planları bozulanlar yeni fesat çarkları çevirmeye başladılar.
Açık ve net ifade etmekte yarar var. Türkiye’nin dört etrafı düşmanla çevrili ve bir ateş çemberinde. Baş düşman Doğu komşumuz İran. İran, koyu Şii taassubu ile hep düşmanımız olmuştur. Asırlardan beri Şah İsmail’in intikamı beşinde koşmuştur. İslâm coğrafyasında kan akıtan sadece batı ve kilise değil, kan emen İran ön sırlarda sırada rol modeldir.
Sünni bir medeniyet merkezi olan Bağdat’ta insanlar bugün ben “Sünnîyim” diyememektedir. Yemen’i kan gölüne çeviren İran’dır. Suriye’yi çözümsüzlük girdabında boğan yine İran taassubudur.
Batıda fukaralıkla boğuşan Yunan’dan dost diye söz etmek mümkün mü? Ama en önemlisi Kuzey komşumuz Rusya, tarihin derinliklerinden gelen düşmanlıkta başı çekmektedir.
Tarih içinde hep savaş halinde olunan Rusya, hiçbir zaman dost olmamıştır. Çarlık döneminden Komünizme tevarüs eden ebedi düşmanlık yeni çar Putin’le sürmektedir.
Komünistlik döneminde hem kendi sınırları içinde hem sınırları dışında insanlığa kan kusturan Rusya, devrimden sonra yeniden emperyalist emellerini kullanmaya başlamıştır.
Putin, bir devlet adamından ziyade bir eşkıyadır. Çünkü devlet adamlığının belli kural ve kaideleri bulunmaktadır. Putin’de o kuralların hiçbirisi bulunmamaktadır.
Kafası esti Gürcistan’ı işgal etti. Arkasından Kırım’ı ilhak etti. Altına imza attığı milletlerarası antlaşmaları rafa kaldırmakta ve asla söz dinlemekte.
Dik başlı Rus ayısı ilk kez katil Esad’a yardım için girdiği Suriye’de karizması çizildi.
Hem öyle bir çizildi ki tamiri ve tashihi bulunmamaktadır. Putin ayısı karizmayı kurtarmak için çırpınmaktadır. Rus halkına hizmet götüren sermaye sahiplerini gümrük kapılarında bekletmekte, işkence etmektedir. Rus halkının su ve hava kadar ihtiyaç duyduğu mallara hiçbir sebep göstermeden iade işlemi uygulamaktadır.
Ukrayna’ya uyguladığı doğalgaz kesintisi tehdidi savurmakta ve hatta daha ileri giderek Ayasofya’nın Ortodoks kilisesine verilmesini isteyecek kadar ayılaşmaktadır.
Ama Rus ayısı bir gerçeği unutmaktadır. Dünyaya açılan boğazları Türkiye’nin güçlü iradesindedir ve Boğazların kendisine kapatılmasını hiçbir güç engelleyemeyecektir.
Entellektüeller dahil yeni nesiler Rus gerçeği karışışında hafıza kaybı yaşamaktadır. Hükümet durumdan vazife çıkararak Rusya ve Rusya Türkiye ilişkilerinde tarihi süreci gündeme taşımalı ve kamuoyunu Rus gerçeği konusunda aydınlatmalıdır. Tarih tekerrür ediyor. Rus ayısı geldi aşka, Rus’un aşkı başka.
G Ü N Ü N H İ K M E T İ
“Urus (Rus) ile yoldaş olsan, ay baltan yanında olsun.”
Tatar Atasözü
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.