Proje okulları selden kurtarılan kütük mü?
Her zaman olduğu gibi dostlarla eğitimi tartışırken, söz proje okullarına geldiğinde, yazımıza başlık olan bu cümle dökülüverdi ağzından.
Bu söz, vizyon sahibi ufku geniş, bir o kadar da vatana, millete hizmet aşkıyla yanan, ama değeri bir türlü anlaşılamayan bir dostuma ait. Gerçi onun değerini biz biliyoruz fakat, kendine dalkavuk arayanların işine gelmediği için kıyıda köşede bıraktıkları değerlerden biridir o.
Proje okulu düşüncesi, belki iyi niyetlerle atılmış bir adımdı. Fakat yanlış bir adımdı. Çünkü diğer okulları ikinci üçüncü plana itip, gözden çıkarmanın bir diğer adıdır proje okulu. Millî öğütüm seline kapılan okullar arasından, hiç değilse bir kısmını kurtaralım düşüncesinin ürünüdür. Neresinden tutsanız elinizde kalan bir yapının, ayırımcılığın adıdır.
İdareci, öğretmen seçiminden öğrenci alımına kadar bir çok sorun yaşayan proje okulları, güç ve nüfuzu elinde bulunduran herkesin kendini tek söz ve hak sahibi zannettiği çiftliklere dönüştü. Özellikle idareci ve öğretmen seçiminde hiçbir kriter, ölçü adalet tanımayan keyfi uygulamalar, maalesef bu okulların makus talihi oldu.
Okulları nitelikli niteliksiz diye ayırıp değersizleştiren saçma uygulamanın bir başka versiyonu olan bu okulların, öğretmen ve idareci seçimleri yakın çevredeki diğer okulları da çok olumsuz etkiledi.
Eğitim öğretime hazırlanıyorsunuz. Öğretmenleriniz ve idarecilerinizden varsa eksikleriniz, planlamalarınızı yaptınız. Eksiklerinizi tamamladınız. Size göre her şey yolunda, diye düşünmeyin. Her an birileri öğretmeninizi, müdür yardımcınızı hatta müdürünüzü bile, size haber vermeden alabilir. Çünkü siz niteliksiz ve meteliksiz okullardansınız.
Arkadaş, biz okul değil miyiz? Bizim öğrencilerimiz bu vatanın üvey evladı mı? Diye feryat figanınız hiç bir işe yaramaz.
Bu, dahi projenin, seçkin okullarına seçkin idareci, öğretmen seçmek önemli iş. Ehliyet, liyakat ister. Seçicilerde nüfuz ve güç ister.
Seçilen idareci ve öğretmenlerin liyakatli olup olmaması en çok diğer üvey evlat konumunda olan okullar için önemli. Her an bir öğretmeninizi idarecinizi size sorma zahmetin de bulunmadan alıverirler. Ne kadar ölçüsüz, nezaketten uzak bir uygulama değil mi?
Adaleti, hakkaniyeti gözetmeden, belirli bir ölçü, standart oluşturmadan, bir fanteziye dönüşen bu uygulamalar, eğitime, eğitimcilere, öğrenci ve velilere inanılmaz zararlar veriyor.
Toplumun, adalet kavramını en güzel şekilde özümsemesi için, bu işin temelinin atılacağı yer olan okulları bu şekilde bilinçsizce ayrıştırmak, farkında olmadan ciddi zararlara neden oluyor. Bunu göremeyen yetkililerimizi buradan bir kez daha uyarmak istiyorum.
Eğitimle ilgili alınan alelacele, kriz kararlara bu ülkenin artık tahammülü yok. Lütfen eğitimle ilgili alacağınız kararları tüm paydaşlarıyla yeterince tartışmadan, tüm ayrıntılarını, inceliklerini müzakere etmeden kararlar almayın. Yapacağınız bir değişikliği bugünden yarına uygulamaya kalkmayın.
16 yıllık iktidarında inanılmaz başarılara imza atan hükümetin, bu yeni dönemde en başarılı karnesi neden eğitim olmasın? Bunun için biz hazırız.
Birde, MEB'in her kademesinde, eğitimi eğitimcilere bırakın.
Başka ihsan istemez
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.