Polatoğlu’nun Ardından
“Yaraları saklı iken derinde
Tebessüm eylerdi yerli yerinde
Yağmurlu rüzgarlı günün birinde
Derler Polatoğlu ölmüş gidiyor”
Şiirleriyle, türküleriyle büyüdüğüm Ozan Yusuf Polatoğlu vefat etti dediler. Toprağın üstünde kalan birkaç sevdiğim ozandan biriydi. Coşarak dinlediğimiz parçaların hissini hüzün saracak yine.
Ömrü gurbet ellerde geçti. Memleket hasretiyle yaşadı. Türkülerini Anadolu’ya yaktı. Çakma değil hakiki Milliyetçi ve maneviyatlı bir insandı.
“Bayrağı elinden bırakma
Duayı dilden bırakma
Aşkı gönülden bırakma” nasihatiyle büyüdük.
“Şahit olsun gökler yerler
Dolsun dillere tekbirler
İnananlar kardeştirler
El eleyiz, el ele gönül gönüleyiz” dedik bir olmayı öğrendik.
“Yürü yürü yürü kaldığın yerden” marşı ile yeri göğü inlettik.
“Tarih bizi affeylesin” ile göz yaşı döktük.
“Uzaklardan Uzaklara” daldık, tefekkür ettik.
“Yâr görünür” dedik Anadolu’ya bir kez daha aşık olduk.
Şimdi sazınla sözlerin hatıra bize. Bize yaşattığın hislerin güzelliğinin haddi hesabı yok. Mekanın cennet olsun. Kabrin nur âlâ nur olsun. Bizden çocuklarımıza emanet parçaların...
Cennette buluşabilmek duasıyla, ruhuna fatiha.
Bir yol düşün benim gönlüm
Ecel için çare mi var
Yıl üstüne yıl yaşasan
Tükenmeyen süre mi var
Bir sabaha bir akşama
Bir gamdan öteki gama
Şad olmak istersin amma
Elalemden sıra mı var
Can canandan bölünmüyor
Yollar uzak gelinmiyor
Dikensiz gül bulunmuyor
Değişmez bir töre mi var
Polatoğlu bükülüyor
Yaprak daldan dökülüyor
Başa gelen çekiliyor
Çekilmedik yara mı var
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.