Papaz Brunson olayının perde arkası!
Hepinizin bildiği gibi olayların iki yüzü vardır. Görünen daha doğrusu gösterilen yüzü bir de görünmeyen gerçek yüzleri. Papaz Brunson olayında olduğu gibi.
Gelin hep birlikte bir beyin fırtınası yapalım. Papaz ne zaman tutuklandı? Aralık 2016 peki neden o günden bugüne ABD bu kadar tepki göstermedi de şimdi gösterdi? Veya Papaz birdenbire neden bu kadar önemli oldu? İki devletin ilişkileri neden gergin hale geldi? Papazın ev hapsi bile ABD ye neden yetmedi?
Yine hatırlayalım, ABD İstanbul Başkonsolosluğunda çalışan Metin Topuz’un casusluk iddiası ile Fetö’den tutuklanması sonucunda, ABD ile Türkiye arasında, “Vize” krizinin ateşlemesinin gerçek nedeni Metin Topuz’uydu?
ABD böyle biri için Türkiye ile ilişkilerini gerer mi?Yine ABD Senatosu, durup dururken veya “Aklı Estikçe” akla hayale gelmedik olayları bahane ederek parası ödenmiş olan F 35 uçaklarını, “Türkiye’ye vermeyelim” diyor. Peki neden?
Bu örnekleri çoğaltabiliriz. Peki bizce gerçek neden nedir?
Dikkat edin, Sayın Devlet Başkanı ne zaman Şangay Beşlisi’ne doğru yönelse, Rusya ile ilişkilerini üst düzeye çıkarsa ve en önemlisi ne zaman, “Yerli Para İle Ticaret” ten bahsetse, (Bilindiği gibi Dünya Ticaret Parası Dolardır. ABD dolarla ticaret yapmaktan vazgeçen ülkelere her türlü pisliği yapmaya hazırdır. Doların tahtının sallanmasına asla izin vermez) milli politikalar izlemeye kalksa, ABD, “Tek Dişi Kalmış Canavar” özelliğini göstererek Türkiye’ye saldırıyor, ilişkileri kendi istediği şekilde geriyor, yine kendi istediği şekilde gevşetiyor. Aba altından sopa gösteriyor. Akabinde dolar fırlıyor, faizler zirve yapıyor, ekonomimiz büyük yara alıyor. Başta PKK olmak üzere alçak terör örgütleri saldırılarını yoğunlaştırıyor veya gezi eylemleri, Fetö işgal kalkışmaları gibi saldırıları organize ediliyor.
Dün bizim yaşadığımız gezi eylemlerini bugün İran yaşamıyor mu? Hatta ABD li yetkili açıklamadı mı “İran’daki muhalif gruplara yardım etmeye hazırız “diye.
Artık bütün dünya devletleri biliyor ki, ABD, ne büyük devlet olma özelliğini taşıyor ne de dünyanın tek hâkimi. Mehmet Akif’in deyimiyle “Tek Dişi Kalmış Canavar”.
ABD gücü tükenen, bitmekte olan, yıkılmaya yüz tutmuş bir görüntü çizmekte. Elindeki gücü son bir çırpınışla kendinden zayıf, milli politikalar üretmeye çalışan, ülkelerin üzerinde deneye, kan akıtmaya, can almaya, ülkeler işgal etmeye, iç huzursuzluklar ve kaos yaratmaya devam ediyor. İsteği çok açık, “Ya bana itaat eder eyaletim olup dediğim gibi hareket edersin, ya da iki yakanı bir araya getirmem. Kaosla, ekonomik bunalımla, sosyal çalkantılarla, terörle seni bitiririm” yani başına her türlü çorabı örerim diyor.
Hiçbirimiz, hiçbir zaman unutmayalım ki, Türkiye, köklü devlet geleneğine sahip, son derece güçlü bir potansiyeli bulunan, bulunduğu jeopolitik ve jeostratejik konumu itibariyle, dünyanın en güçlü ülkelerinden birisidir. Hiçbir emperyal güç Türkiye’ye asla diş geçiremez. En zayıf olduğumuz anda bile en güçlü ülkelerin ordularını tarihe gömmüşüzdür. (Kutül Amare Zaferi gibi) Şanlı Tarihimiz bunun örnekleri ile doludur.
Sayın Devlet Başkanımızın arkasında ciddi bir halk desteği vardır. Dik durmalı asla eğilmemelidir. Doğrudur, “Dünya Beşten Büyüktür”. Doğrudur, “Yerli Para ile Ticaret Yapılmalıdır”. Doğrudur, “Türkiye Gerektiğinde NATO’dan da, Avrupa Birliğinden de Ayrılmayı Göze Almalıdır”. Doğrudur, “Yeni Dünya Düzeninde Türkiye En güçlü Şekilde Yerini Almalıdır”. Doğrudur, “Hiç kimse Türkiye’ye Diz Çöktüremeyecektir.” Doğrudur, “Türkiye Hiçbir Şekilde, Tehdit ve Şantaja Boyun Eğmeyecektir” vs. Bunlar bir devletin devlet olma vasıflarıdır. Ve biz bu vasıflardan asla taviz veremeyiz. Aksi halde biz, biz olmayız.
Biz hiçbir zaman köle ruhlu insanlar olmadık. Hürriyetine düşkün, devletler kuran, devletler yıkan bir Millet olduk.
Türkiye’nin ve Türk Milletinin bu vasıfları, Türk ve İslam Dünyasında son derece ciddi karşılıklar bulmuş, mazlum milletlerin umudu yeşermiştir. Türkiye’nin, “Lider Ülke” , “Ağabey Ülke” olduğu hiçbir zaman unutulmamıştır.
Türkiye bu potansiyeli ile, kendi,” Güç Merkezi”ni kurabilir, “Büyük Devlet” olma özelliğini bütün dünyaya gösterebilir.
Emperyal güçler elbette bunu engellemek için ellerinden gelen her şeyi yapacaklardır. Onların görevi bu. Bizim görevimizde, geçmişin yanlışlarını tekrar etmeden, büyük bir inanç ve azimle, milli politikalar uygulayarak, güç birliğini oluşturarak, Güçlü bir Devlet olmaktır.
Türkiye hangi tehditle karşılaşırsa karşılaşsın, hiçbir zaman ne milli politikalarından taviz verecek ne de çizmiş olduğu hedeflerinden vazgeçecektir. Türkiye’nin kararlı tutumu, diz çöktürmeye çalışanlara, diz çöktürecektir.
NE CAN KALACAK NE CANAN, BİR YARADAN KALACAK BİR DE İMAN.
ÜLKEM VE MİLLETİM İÇİN MÜCADELE EDENLERE, SELAM OLSUN.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.