Artık kartlar iyiden iyiye açıktan oynanmaya başladı. Türkiye’yi ve bölgemizde bulunan ülkeleri de içine alan plan artık gizliliği ortadan kalkmış vaziyette. 
Bölgenin dinamik ülkelerinden olan Türkiye, İran ya da Suudi Arabistan’la veya bölgede her hangi bir ülke ilgili küresel boyutta hesapların anlaşılmayacak bir tarafının kalmadığını görüyoruz. Bölgenin son dönemine bakacak olursak, Irak ve Suriye’ye daha önce ne yapıldıysa, şuanda aynısı Türkiye’ye, İran’a, Mısır’a yapılmaya çalışılıyor.
 Hiçbir detayın atlanmadığı sistematik bir plan dahilinde oluşturulduğu ortada. Planın hedefinde coğrafyada bulunan ülkeleri paramparça etmek yatıyor.
Türkiye’nin oyuna getirildiği Irak’ın işgalinden bu yana şimdilerde Suriye’de devam eden savaşın ve parçalanmanın eşiğindeki bir ülkeden bahsediyoruz. PKK’nın üzerinden hem Suriye’yi parçalama ve Türkiye’yi kuşatma planının ötesinde Irak’ın kuzeyinden Akdeniz’e uzanan koridordaki hesaplar bu planların parçalarının birleştirildiğinde ortaya böyle bir tablo çıkmaktadır.
Bölge ülkelerinin ekonomik olarak zengin yeraltı kaynaklarının yanı sıra diğer bir unsurda İslam dünyasına karşı yapılmış bir tuzak olarak değerlendirebiliriz. İstila planı içinde olanlar olası bir Şii-Sünni savaşı üzerinden tüm bölgeyi imha etmek için çabalıyorlar.
Batının işbirlikçileriyle olan Katar oyunu öyle ya da böyle yumuşatılabilir ancak ülkelerin birbirleriyle olan tüm güven bunalımını yerle bir etmiş durumda. Ülkeler İran ve Suudi Arabistan üzerinden cepheye ayrılmaya doğru gidiyor. Batının bu oluşturmaya çalıştığı bu durumun oluşmaması adına her ülke elini taşın altına koymak zorunda. Aksi halde ayağa kalkamazsak, bu oyunu bozamazsak sonucu kıyamete kadar sürecek bir girdaba sürükleneceğiz.