“Osmanlı Gibisiniz…!”
Dünya bir felaketin içerisinde kıvranırken, “Her hayırda bir şer, her şerde bir hayır vardır” hadisinin de birçok anlamda gerçekleştiğini görüyoruz.
Dünya bir felaketi yaşıyor. Adına korona denen bu salgın, dünyevileşmenin, makinalaşmanın, bencilliğin, egonun, narsizmin insanları ne hale getirdiğini, dostlukların değil çıkar ve menfaatlerin ön planda olduğunu, yeri geldikçe kuzu sarması gibi dost olduklarını dünyaya ilan eden ülkelerin aslında öyle olmadıklarına şahit olduk. Hatta, ölen ölür, kalan sağlar bizimdir anlayışı ile hareket eden ülkelerden tutun da, benim ülkeme ilaç gelsin ama başka ülkeye gitmesin, (Türkiye’nin insani yardım konusunda Filistin için İsrail ile yaşadığı kriz) anlayışına sahip ülkelere varıncaya kadar… Özetle her şey aslına rücu ediyor.
Gayri insani, gayri ahlaki temellere dayanan batı kültürü burada da gerçek yüzünü gösterdi.
Ve Türkiye…
İngiltere Dış İşleri Bakanı, İngiltere’ye yapılan insani yardım karşısında bizim kim olduğumuzu 1845 yılındaki kıtlıkta İrlanda’ya yaptığımız yardımı hatırlatarak, bütün dünyaya bir kez daha duyurdu,
-“OSMANLI GİBİSİNİZ”.
Evet bizde aslımıza rücu ediyoruz. Aslımızın, neslimizin, inancımızın gereği neyi gerektiriyorsa o şekilde hareket ettik, ediyoruz. Dün olduğu gibi bugün de dünyanın dört bir tarafına yardım elini uzatıyoruz. Daha dün bizi böl, parçala, yok et anlayışı ile hareket edenler, her türlü kumpası ve tezgâhı kurmaktan çekinmeyenlere, ekonominizi batırırız, sizi yok ederiz tehdidini savuranlara, biz bugün yardım elini uzatıyoruz. Yani biz bize yakışanı yapıyoruz, onlarda kendilerine yakışanı.
Batı, kendini, ülkelere ihraç ettiği kokuşmuş kültürünü, İslam düşmanlığını, haçlı ruhunu sorgulamalıdır. İslam’ın, sosyal, kültürel, ekonomik, ahlaki ve insani anlayışının bir gün kendilerine de lazım olacağı gerçeğini görerek hareket etmek zorunluluğunu akıllarından asla çıkarmamaları gerektiği gerçeğini unutmamalıdırlar.
Evet biz Osmanlıyız. Nasıl ki onlar kültür ve inançlarının gereğini gibi hareket ederek, gönül köprüsü kurmuş, bütün cihanı kuşatmışlar ve bu gün insanlık Osmanlıyı bekler hale gelmişse, biz de aslımıza uygun hareket ederek, kim ve ne olduğumuzu ortaya koyuyoruz.
Allah Kitabında ne güzel emretmiş, “…. İyilik ve (Allah’ın yasaklarından) sakınma üzerinde yardımlaşın, günah ve düşmanlık üzerine yardımlaşmayın. Allah’tan korkun, çünkü Allah’ın cezası çetindir” (Maide 2)
Yine Allah’ın Resulü ne güzel söylemiş, “Kim helal kazancından bir hurma kadar sadaka verirse, -ki Allah helalinden başkasını kabul etmez- Allah o sadakayı kabul eder. Sonra da onu dağ gibi oluncaya kadar, herhangi birinizin tayini büyüttüğü gibi sahibi adına ihtimamla büyütür”
Ecdat bu kültürle hareket ederek özellikle sosyal yardım konusunda tarih boyunca bütün dünyaya örnek olmuştur.
Örneğin, borçluların haberleri olmadan borçlarının silindiği, “Zimen Defteri”, kahvehanelerde bulunan, “Askıda”, Cami avlularında bulunan, hayırseverler tarafından, muhtaç ve yoksulların ihtiyaçları kadar gelip almaları içi konulan, “Sadaka Taşı”, gece geç vakit kapı önlerine bırakılan yardımlar, kervansaraylarda ücretsiz konaklama, yeme, içme ve daha birçok sosyal yardımlar bizim kültürümüzün özünü teşkil eder.
Dün ecdat kıtalar arası yardım yapıyordu. Dün nerede bir mazlum varda biz oradaydık, bugünde aynı şekilde oralardayız.
Öyle zamanlar vardır ki, siyaset ve partiler üstü olunmalıdır. Milli çıkarlarımızın söz konusu olduğu zamanlar da, sen -ben duygusundan öte, “biz” olmalıyız. Biz olmaya başladığımızda, üstesinden gelemeyeceğimiz, yenemeyeceğimiz hiçbir güç yoktur. Allah’ın izniyle bu belayı da defedeceğiz. Yeter ki kim olduğumuzu bilerek kenetlenelim birlik içerisinde hareket edelim.
Birbirimize manasız ve anlamsız bir şekilde kırıcı olmaktan kaçınalım. Hak etmediğimiz davranışlarda ve suçlamalarda bulunmayalım.
Unutmayalım! Bizim bizden başka dostumuz yok!
İsmet Taş – İç Anadolu Birliği Genel Başkanı
Dünya Muhabirler Birliği Türkiye Başkanı
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.