Okulların Açılmasıyla Akıllardaki Soru Çoğaldı
Yeni dönem eğitim - öğretim hayatı okulların açılmasıyla başlamış oldu. Okullar açıldı açılmasına da akıllarda bir türlü bitmek bilmeyen soru, korona varken çocuklar nasıl okula gider?
Koronavirüs artık hayatımızın vazgeçilmez bir parçası oldu. Onunla mücadele etmek adına çok yol kat etmiş olsak da bulaşmasına mani olamıyoruz. İnsandan daha hızlı şekilde yaygınlık gösteriyor. Bulaşma riski gün geçtikçe artıyor ve bulaşıcı yaş sınırı çok aşağılara kadar inmiş bulunmakta. Aşılama yaşları 12 yaşa kadar inmesi büyük başarı. İlk zamanlar 65 yaş üstü ile başlayan aşılama oranları şimdilerde 12 yaşa kadar indi. Ülkemizin verdiği başarılar sayesinde. Haritalar gün geçtikçe mavileşmeye devam ediyor. İyileşen sayılar artmakta, vakalar abes bir artış olmamakla birlikte istikrarlı devam etmekte. Ölüm oranları da düşmüş değil. Ama yoğun bakımdaki hastaların birçoğu aşı yaptırmayanlardan oluşmakta ne yazık ki.
Aşılama oranı arttıkça ülkecek bu zor günleri de sağ salim atlatacağız.
Aileler çocukları söz konusu olunca ince eleyip sık dokumakta haklılar. İnsan canından bir parçayı aktif olan virüs belasının içine nasıl gönderebilir ki. Aileler haklı olarak endişeli. Ama eğitim hayatı da bir kenara atılacak türden değil. Eğitim bir çocuk için önce ailede sonra okulda başlar. Ailede eğitimi tamamlanan çocuklar geri kalan eğitimleri için okullarda bulunmak zorundalar. Bunun için eğitim hayatında kapanma söz konusu olamaz. Bunun olması zor gözüküyorsa iş öğrencilere düşmekte. Maske, mesafe ve hijyen kurallarına uyarak bu süreci daha rahat atlatabilirler. Aynı zamanda temiz hava da virüsün yayılım hızını azaltmakta. Derslerde sık sık havalandırılan sınıflar hem güvenilir hem de sağlıklı olmakta. Bu konuda büyük iş öğretmenlere düşmekte. Çocuğun bilmediğini öğretmeni öğretecek ve yol gösterecek. Maskesini ne olursa olsun çıkarmaması gerektiği konusunda öğrenciyi her daim uyarmalı. Sınıflar sık sık havalandırılmalı. Bu yönde alınan önlemler virüsün yayılım hızını ciddi oranda azaltacaktır. Uzmanlar da bu konuda televizyon kanallarında neredeyse her gün uyarılar yapmakta. Bunlar bizler ve evlatlarımız için yapılan uyarılar. Aşı karşıtı grup olsa da bu uyarılara karşı çıkanlarsa elbet olacaktır. Ama gördük ki aşı karşıtı zihniyetlerin koronavirüse yakalanma riski olanlara nazaran daha yüksek. Bu bilimsel açıdan da ispatlanmıştır.
Eğitim - öğretim hayatının başlaması ile normalleşme yönünde adımlar ciddi anlamda atılmıştır. Kapanma olmadan yüz yüze eğitime geçilmiş ve öğrenci-öğretmen ilişkisi tekrardan güçlenmiştir. Yüz yüze eğitime geçilmesiyle eğitim alanında normalleşme hız kazanırken diğer alanlarda da ilerlemeler beraberinde gelecektir. Çünkü biliyoruz ki her şeyin başı eğitim. Eğitimdir dünyayı değiştiren. Ve eğitimdir insanı yücelten. Kapanmaların tekrar yaşanmadığı, sağlıklı günler görmek ümidiyle. Sağlıkla kalın...