Okullarda bütüncül gelişim desteklenmeli
Geleceğimizin teminatı çocuklarımız bugün okullarında yeni eğitim-öğretim dönemine başlıyor. Öncelikle yeni eğitim-öğretim döneminin devletemiz ve milletimiz için hayırlı, uğurlu olmasını temenni ediyorum. Ülkenin gelişimi her şeyden önce verilen eğitimin kalitesi ile doğru orantılıdır. Bunun için bazı öncekilerimiz olmalı, bazı hususlar çok iyi değerlendirilmelidir.
Elmalarla armutları birbirine karıştırmamak lazım. Elma elmadır. Armut armuttur. Bütüncül bir gelişme sağlamak için çaba sarf edilmelidir. Örneğin, bazı okul müdürlerinde yanlış tutumlar gözlüyorum. Bunlar dini ve milli değerlere sahip öğrenciler yetiştireceğiz, diyorlar. Bunun için sosyal ve kültürel ağırlıklı eğitim verilmesini tercih ederken fen bilimleri, matematik gibi derslerin aslında hayatta pek işe yaramadığını savunuyorlar. Çocuğu kültürel değerlerimize bağlı yetiştirirsek akademik bilgiyi zaten kendisi de kazanır türden söylemler kullanıyorlar. Elbette ki dini ve milli değerleri ön planda tutmalıyız. Fakat dünyadaki bilimsel gerçekleri de göz ardı edemeyiz. Peygamber Efendimiz (sav) bir hadisinde, Ilim Çin'de de olsa gidip alınız, diyor. Bundan da anlıyoruz ki dinimiz ilime ve bunun öğrenimine büyük önem veriyor. Biz de milli ve dini değerlere bağlı bir nesil yetiştirmek istiyorsak ilmi göz ardı edemeyiz. Ancak çağdaş medeniyetler seviyesinde, bilimsel, akademik bir eğitim süreci ile ülkede bilimin geliştirilmesi ve katma değeri yüksek sanayi üretiminin temelleri oluşturulabilir. Bunun için de fen bilimlerine de kültürel etkinlikler kadar değer verilmelidir.
Milli ve dini değerlere bağlı, kendi kültürünü tanıyan, yaşayan nesiller yetiştirmeyi hedeflemek çok doğru bir düşüncedir. Kültürünü kaybetme tehlikesi içerisinde olan, sömürü ve tüketim toplumu şeklini alan batıda gençliğin çöküşü ortadadır. Batı toplumlarında alkol ve uyuşturucu kullanımı öylesine artmış ki, belli dozlarda kullanmanın yasal olduğu bölgeler var. Böylesine zehirlenmiş bir nesil için bilinç, şuur gibi kavramlar elbette ki bir anlam ifade etmeyecektir. Karşımızda duran bu kötü örneği görüp ona göre gençliği korumak için önlemler almalıyız.
Bilinçlenme ve şuur üzerinde durmuşken ülkemiz adına bir öz eleştiri yapmadan edemeyeceğim. Tamam, düğün kültürümüze sahip çıkıyoruz, yaşatıyoruz. Ancak ölçüyü kaçırmamak lazım. Okullarda gerekirse bunun önemi vurgulanmalıdır. Her sene düğünlerde atılan maganda kurşunlar can alıyor. Eğlencenin de sınırı, ölçüsü belirlidir. Eğlence ve zevk uğruna büyük felaketlere yol açmak kadar şuursuz bir davranış daha yok.
Geçtiğimiz ay bir askere uğurlama eğlencesinde kötü bir olay yaşadık. Askere gidecek olan genç kardeşimiz daha fazla görsel şölen oluşturmak, daha fazla eğlenmek için aldığı bütün havai fişekleri aynı anda patlatmaya kalkıştı. Bu sırada suratına patlayan fişek bir gözünü kaybetmesine sebep oldu. Eğlence uğruna kendi hayatını ve ailesini perişan eden genç bu yaptığından binlerce kez pişman olsa da bazı şeylerin telafisi olmayacak. Bu nedenle eğlencenin de bir dozu, bir sınırı olduğu ve insan hayatını tehdit ederek eğlence düzenlenmesinin yanlış olduğu şuuru geliştirilmelidir. Bunun da okullarda düzenlenen sosyal-kültürel etkinliklerde çocuklara aşılanması faydalı olacaktır diye düşünüyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.