Dolaştığım, gezdiğim caddeler Amerika’nın veya Avrupa’nın caddeleri değil, dışarıdan içerden seyrettiğim alışveriş merkezleri, mağazalar, Paris, New York , Köln v.s. değil, Roma değil, Çin, Hong Kong değil.

Yabancılaştırılmış kültür emperyalizminin en yoğun yaşandığı, bırak beni bir Avrupalı  Hristiyanlar bile hayretlerde kaldığı, Milli Piyango kuyrukları sokak ve caddelerin, mağazaların hali kendini inkarın, taklidin, özentinin düşünmeden, araştırmadan daha çok kazanmak için her şeyini kenara koyup değerlerini hesaba hiç katmadan Hristiyan adetleri Müslüman kardeşlerim burası Türkiye, burası Ankara, İstanbul v.s. ne oluyor?

Hangi Hristiyan ülkede kurban veya ramazan bayramımızı kutladıklarının hatırına yapıyorsunuz. Yoksa sadece kazanmak için evlatlarına böyle örnek olmanız Hristiyanları bile şaşırtan yabancılaşmanın neyin nesi değer mi?
Mangalda kül bırakmayanlar, Twitter, Facebook sohbetlerindeki takvanızın meyvesi; yılbaşıyla inkar edip değerlerini kenara koymak mı?

Hani milli piyango biletinde emek alın teri var mı? Yoksa Kurana göre değil, inkarınıza, taklidinize evet diyen bir kuran İslam mı arıyorsunuz?

Ne oluyor?

Dolaşırken dükkanların çarşıların sanki başka ülkedeyim ya da ülkem işgal olmuş gibi batılılar Hristiyanlar bize saldırdıkça neden kendimizi inkar edip değerlerimizi, dünyanın en büyük medeniyetinin mirasçısı olduğumuzu sırf para kazanmak için feda ediyoruz.

Onlar bizi dışlarken, insan yerine koymazken düşmanlığını her geçen gün artırırken onların inançlarını taklit niye?

O zaman İstanbul Eyüp Sultan, Ankara’da Hacıbayramı, Urfa da, Diyarbakır da, Medine de, Kabe de tavaf ederken sırf para kazanmak değerlerini bir kenara koyan Ahmet mi, yoksa o başka, bu başka diyen mi, yerine göre davranan gününü gün eden kazandırıyorsa neden hepsi de olsun ne mahsuru var diyen Ahmet misin?

O zaman oğluna kızına ne oldu, benden önce bilet almaya yılbaşından önce hazırlıklara başlayan, yılbaşını sabahlayan Hristiyan’da olmadığını söyleyen, inançlarını da yaşamayan Ayşe’den niye şikayet ediyorsun. Her şeyi kazanmak üzere düzenlediğin, değerleri, kutsalları kazandırdığında yaşıyor görünürken seni taklit eden çocuğun uyuşturucu girdabında kıvranıyor. Yok oluyorsa her dediğini aldım, yediği, giydiği önünde deyip her şeyi dünyalaştırırsan evladının halinden kim sorumlu düşünüyor musun?

En büyük tutkularımızı hayatımıza yön veren doğruyu, yanlışı, helali haramı öğreten, hayırlı evlat olması formülünü kenara koyamayız. Ezanı , vatanı, kuranı yaşamayı hayatımızdan çıkaramayız. Gaziliğimizi şehitlerimizi insanların en hayırlısı insanlara faydalı olanıdır’ı anlayamayız.

Sen doğrulmalı, kendine gelmeli, zalimlerle mazlumların mücadelesinde, oluk oluk kan akıtan, yavruları yetim bırakan, evlerini başlarına yıkan, ülkelerini ateşe veren , vatanlarından kaçmak mecburiyetinde kalan, ayaklarına çelme takılan, ölümüne sömüren emperyalistlerin, zalimlerin Müslümanları yok ederken, sen yılbaşı vs. onlar gibi olursan, inancını kenara koyarsan, ne olduğunu iyi düşünmelisin. 

Net olarak mazlumların, yoksulların garip gurabanın yanında ve safında olmalısın.  Keşkelerin ileride fayda vermeyebilir.