Nazar ve anlamı
Arapça asıllı bir kelime olan nazar bakış, görüş anlamına gelmektedir. Türkçede daha ziyade göz değmesi veya bakmak sureti ile maddi ve manevi bir etki meydana getirmek anlamına gelir. Bu anlamda başlangıcı tam olarak da bilinmemekle birlikte nazar inancı tarih öncesi dönemlere kadar uzanmakta ve İslam öncesi Arap kültüründe de var olduğu bilinmektedir. Kur’anı Kerim’de en güzel kıssa olarak bilinen Yusuf (A.S) hikâyesini bilmeyen yoktur. Kardeşleri tarafından kıskanılan ve bir kör kuyuya atılan Yusuf’u kader Mısır’a hâkim yapar. Bir süre sonra kuraklık her yanı kasıp kavurur, herkes gibi Yakup (A.S)’ın ve oğulları Yusuf (A.S)’ın kapısına muhtaç olurlar.
Boylu poslu güzel giyinimli oğullarını yiyecek temini için ikinci kez Mısır’a gönderirken Yakup (A.S) güvenlik açısından hem de gözlerin bakışlarından maruz kalmamaları için Mısır’a değişik kapılardan girmelerini tavsiye eder. Nazarın varlığına gösteren bu olay Kur’anda kalem suresinin son ayetinde de göz değmesinin gerçekliğine de değinilmektedir. O inkâr edenler zikri, Kur’anı işittikleri zaman neredeyse seni gözleri ile devireceklerdi. Hala da kin ve hasetlerinden hiç şüphe yok o bir delidir derler. Peygamber Efendimize kin ve hasetleri ile bakan müşrikler onu adeta öfke dolu nazarı ile yok etmek istiyorlardı. Zira nazarın oluşumunda haset duygusunun oluşmasında önemli bir rolü vardır. Nazarın asıl kaynağı haset duygusudur, Bu duygu da, düşmanlık, kin ve intikam mevcuttur. Nazarın etki düzeyinde haset duygusunun şiddeti çok önemlidir. Haset duygusu ne kadar şiddetli olursa nazarın gücü de o kadar şiddetli olur.
Ayrıca göz değmesi nazar gerçektir, eğer kaderin önüne geçecek bir şey olsaydı nazar onun önüne geçerdi hadisi de nazarın etki gücüne işaret etmektedir. Bununla birlikte nazarın etkisinin sınırsız olmadığı ve ilahi takdirin önüne hiçbir şeyin geçmeyeceği asla unutulmamalıdır. Ey Allah’ın kulları tedavi olunuz Allah verdiği her hastalığın şifasını da yaratmıştır. Buyuran Resulullah’ın nazarın yani kötü niyetli bakışların etkisi ile ortaya çıkan hastalıkların tedavisinde kayıtsız kaldığı düşünülemez. Kur’an hastalandığım zaman bana şifa veren o dur anlayışına uygun olarak nazardan Allah’a sığının çünkü göz değmesi gerçektir. Buyuran Resulü Ekrem aynı zamanda belirli sure yahut ayetlerin okunmasını emretmiş ve bunu kendi de uygulamıştır.
Nazardan korunmak için Muavizetan adı ile anılan Felak ve Nas surelerin okunması dışında halk arasında Maşallah, Barek allah gibi dini metinlerin yazılı olduğu gibi künyelerin taşınması gibi uygulamalar asıl şifayı verenin Allah olduğu inancın birer yansımasıdır. Sonuç olarak nazar değmesi insani bir gerçekliktir. Bu gibi sonuçlar haset duygusundan kaynaklanmaktadır, üzerimize düşen haset etmek yerine hayır duasında bulunmalıyız. Allah’a sığınan bir mümin bu kötü bakışlardan korunur, unutmayalım ki rabbimiz dilemezse kimse bir başkasına zarar veremez.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.