Dünya mutluluk endeksi raporuna göre 2021 yılında Türkiye sekiz basamak gerileyerek 112’nci oldu. Üst sıralarda her yıl olduğu gibi yine İskandinav ülkeleri yer aldı. Rapor 150’ye yakın ülkede yapılan anketlerle belirleniyor. 2021 yılında mutluluktaki en büyük etken ise Covid-19 salgını olmuş. Finlandiya üst üste beşinci kez birinci olarak yerini korudu. Son sıralarda ise Afrika ve Ortadoğu ülkeleri yer alıyor. Raporu detaylı incelediğimizde her şeyin ekonomiden ibaret olmadığı anlaşılıyor. Ekonominin iyi olması büyük bir etken ama tek başına mutluluk sebebi değil. Zaten liste değerlendirilirken ülkelerin kişi başına düşen gelir, özgürlük, sağlık ve sosyal yardım imkanları, yolsuzluk karnesi, eğitim ve alım gücü gibi kriterler baz alınıyor.

Bu kriterler göz önünde bulundurulduğunda, Türkiye’nin ekonomisi dünyada ilk beşe de girse mutluluk sıralamasında pek yol kat edemeyecek gibi gözüküyor. Çünkü bizde; eğitim, özgürlük, yolsuzluk bir türlü düzeltilemiyor. İstatistiklere göre ekonomimiz büyüse de alım gücümüz günden güne düşüyor. Bu da ekonomideki kazanımın adil bir paylaşımda olmadığına işaret ediyor. Gönül isterdi ki son sıralarda değil ilk sıralarda yer alalım. Malum coğrafyamız birçok şeye izin vermediği gibi mutluluk konusunda da önümüze engeller koyuyor. Kim bilir belki ilerleyen yıllarda bu kaderimiz değişir.

Türkiye İstatistik Kurumu, 2021 yılına ilişkin "İstatistiklerle Yaşlılar" çalışmasının sonuçlarını açıkladı. Türkiye'de 65 ve daha yukarı yaştaki nüfus 5 yılda yüzde 24 artarak, geçen yıl 8 milyon 245 bin 124 kişiye ulaştı. Yaşlı nüfusun toplam nüfus içindeki oranı 2021 itibarıyla yüzde 9,7'ye çıktı. Avrupa Birliğine giremesek de yavaş yavaş demografimiz Avrupalaşmaya başladı. Türkiye artık eski Türkiye değil, gün geçtikçe de yaşlılık oranı daha da artacak. Burada önemli olan bu orana paralel ekonomik şartların iyileşip iyileşmeyeceği. Aksi halde hem ekonomisi kötü hem de nüfusu yaşlı bir ülke olacağız. Bekleyelim görelim.