Çin’in Doğu Türkistan’daki Müslümanlara uyguladığı baskı ve şiddet politakaları devam ediyor. Sincan Bölgesinde 1 milyondan fazla Müslüman toplama kamplarında gözaltında tutuluyor. Müslüman ülkeler Çin’in bölgede yaşayan Türklere uyguladığı baskı ve şiddetlere sessiz kalıyor. Batılı ülkeler bu konuda daha hassas davranıyor. Uluslararası Hak İhlalleri İzleme Merkezi geçtiğimiz günlerde 2019 Dünya İnsan Hakları Raporu’nu açıkladı.

Raporda bölgede yaşayan Uygur Türklerinin ve diğer Müslümanların yaşadığı baskı politikalarına geniş yer verildi. Raporda Çin’in İslam’ın herhangi bir hareketini aşırılık yanlısı olarak algıladığı; sakal bırakmaktan tutunda, sigara ve içki içmeyi bırakmanın, Arapça öğrenmenin, dua etmenin, oruç tutmanın, namaz kılmanın aşırılık yanlısı hareket olarak nitelendirerek yasaklandığı bildirildi. Bu da yetmezmiş gibi Muhammed, Amine gibi isimleri İslamı çağrıştırdığı için yasakladı. 

Tüm bunlar yaşanırken birçok Müslüman ülkenin bu duruma sessiz kalması ise içler acısı. Geçtiğimiz yıl hatırlarsanız BM üyesi 22 ülke bir mektup yazarak Çin zulmünü kınamıştı. İlginçtir ki 22 ülke arasından bir tane dahi Müslüman ülke bulunmuyordu. Avustralya, Yeni Zelanda, Kanada, Japonya, İngiltere, Fransa, Almanya, İsveç, Letonya, Litvanya, Estonya, Danimarka, Norveç, Kuzey İrlanda, Hollanda, İzlanda, Lüksemburg, İspanya, Avusturya, İrlanda, Belçika İsviçre bu mektuba imza atmıştı. 

Bu ülkelerin yanı sıra ABD dahi Çin’in Doğu Türkistan politikalarına karşı Çin’e yaptırımlar uygulama kararı almıştı. Tüm bunlara rağmen bizler halen bu konuya sessiz kalıyoruz. Bu sorun batılı devletlerin değil Müslüman ülkelerin sorunudur. Müslüman ülkeler bu konuda birlik olup Çin’in uyguladığı politikalara son vermesini sağlamalıdır. Filistin davasına nasıl sahip çıkıyorsak, Doğu Türkistan davasına da öyle sahip çıkmamız gerekiyor. Unutulmamalıdır ki orada bizim hem soydaşlarımız hem Müslüman kardeşlerimiz bulunmaktadır. Bu yüzden Türkiye olarak bu konunun üzerinde daha fazla durmalı ve daha fazla hassasiyet gözetmeliyiz.