Müslüman mahallesinde salyangoz
Yahudilikle Hıristiyanlığın karışımı olarak bilinen, 239 ülkede misyonerlik yapan ve üye sayıları 9 milyona yaklaşan Yehova Şahitleri Başkent sokaklarına dadanmış durumda.
Vatandaşların sıklıkla geçtiği güzergâhlara, okul önlerine kimseye aldırış etmeden stant açan misyonerler, ücretsiz broşür, kitapçık gibi birçok materyal dağıtıyor.
Son olarak Cebeci civarındaki Kurtuluş İlköğretim Okulu'nun önünde görülen misyoner grup, yoldan geçen vatandaşlara 'Ücretsizdir.
İstediğiniz gibi yayınlarımızdan alabilirsiniz. İnternet sitemize mutlaka girmelisiniz" şeklinde çağrılarda bulunuyor.
Ayrıca talep eden vatandaşlara istedikleri yer ve zamanda Yehova dinini anlatıcı bilgiler verebileceklerini söylüyorlar.
Yehova Şahitleri, tarafından dağıtılan materyallerde kısaca şunlardan bahsediliyor: “Acıların olmadığı yeni bir dünya.
Yenidünyada sadece Yehova Şahitleri dirilecek, Cennette yaşayacak kişiler arasında bulunmayı siz de istiyor musunuz?”
Durum Müslümanlar açısından gerçekten içler acısı durumda, gençlerimizin zihninin olmadı kadar bulanık olduğu bu dönemde bu faaliyetler İslam gençliğine zarar verecektir diye düşünüyorum.
Ama bu durumun en büyük sorumlusu yine biz Müslümanlarız, dinimize sıkı sıkı sarılmamız gereken zamanda birbirimize düşmüş durumdayız.
Eğer biz çocuklarımızı İslam’ın felsefesi üzerine yetiştirmiş olsaydık bu gibi misyonerlik faaliyetlerinden korkmamıza gerek kalmazdı.
Misyonerlik, TCK'da bir suç türü olarak tanımlanmıyor.
Aksine, TCK'nın 115. maddesinde, "Bir kimsenin dini, siyasi, sosyal, felsefi düşünce ve kanaatlerini açıklamaya veya değiştirmeye zorlamak ya da bunları açıklamaktan, yaymaktan men etmek; toplu dini ibadet ve ayinleri engellemek 3 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır" hükmü bulunuyor.
Misyonerlere, ancak toplum barışını bozacak şekilde aleni biçimde farklı dini değerleri aşağılamaları halinde ceza verilebiliyor.
Biz nasıl dünyada dinimizi yaymak için mücadele ediyorsak onlarda kendi doğrularına göre dinlerini anlatmaya çalışıyorlar.
İslâm dini, yasaklar üzerine bina edilmemiştir.
İslâm orduları fethettikleri yerlerdeki mabetlere dokunmamışlar, gayrı Müslimleri de zorla Müslüman yapmaya çalışmamışlardır.
İslâm ordularının girdikleri yerde İslâmiyet’in bu kadar çok benimsenmesi ve bu kadar hızlı yayılması ise, toprakların fethiyle değil, gönüllerin fethiyle olmuştur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.