Mümin’in en güçlü silahı: Dua
Zamanın ne kadar kıymetli olduğunu son zamanlarda bir kez daha anladık. Ülkemiz 2 sarsıcı depremle 3 bin 170 artçı depremle sallandı. Üstelik sarsıntılar halen devam ediyor. Bir sese, nefese ihtiyacımız olduğu şu günlerde ise hayat bize sevdiklerimizin ne kadar değerli olduğunu, onlara ne kadar sarılmamız gerektiğini bir kez daha öğretiyor. Bu dünyada ölüm var. Ölüm var ve bu bir gerçek. Hem de bize nefesimizden bile daha yakın. Ölümün olduğu bu dünyada ise ertelememenin ne kadar önemli olduğuna bir kez daha şahitlik ettik.
Hayat çok kısa. Elimize aldığımız suyun yere akması kadar kısa. Depremler oldu. Taş üstünde taş kalmadı. Binlerce, on binlerce anne, baba, eş, çocuk hayatını kaybetti. Bilanço git gide büyürken gidenlere üzülmekten kalanlara sevinemediğimiz acı bir hüzün dolaşıyor etrafımızda. Allah’ın varlığına ve birliğine bir kez daha şahitlik ettiğimiz birçok olay oldu. Birçok çocuğun konuşmalarında birçok mucizeye kulaklarımızla şahitlik ettik. ‘Öldürmeyen Allah öldürmüyor’ derken bile O’nun varlığını ve birliğini hep el üstünde tuttuk. Umudumuz hep Allah’tandı. İnanmayı bir an olsun bırakmadık. Bu şuurla birçok insana ulaştık. Kalbimiz enkaz altında kalsa dahi bir an olsun pes etmedik. Dua ettik. Çünkü bizler biliriz ki müminlerin en güçlü silahı duadır. Dualarımıza sığındık.
Şimdi yaralarımızı birlikte saracağımızı söylüyoruz. Çünkü bir olursak bölünmeyiz. Bizler kardeşiz. Bakara suresi 215. Ayeti Kerime’de Yüce Allah şöyle buyuruyor: “Resulüm! Sana, Allah yolunda ne harcayacaklarını soruyorlar. De ki: Sevap kazanmak için harcayacağınız şeyleri öncelikle ananıza, babanıza, akrabanıza, yetimlere, yoksullara ve yolda kalmışlara verin. İyilik olarak her ne yaparsanız, Allah onu mutlaka bilir.” Bu Ayeti Kerime’de de bahsedildiği gibi Allah yolunda her ne yapıyorsak mutlaka onu en iyi Allah bilir. Bizler din kardeşleri olarak, Müslümanlar olarak asrın felaketi olarak adlandırılan bu elim olay karşısında yardımlaşma ve dayanışma gücümüzle seferber olduk. Bu seferberliği uluslararası boyutlara taşıyarak sorunlarımızı el birliğiyle çözmeye çalıştık. Gücümüzün yettiği her alanda sahada aktif olarak yer alıp ‘Daha fazla ne yapabilirim?’ sorusunun peşine düştük.
Bu zor günlerde herkes anladı ki bizlerin dostu yalnızca Allah’tır. Şüphesiz ki o Rahim’dir ve Rahman’dır. O’nun gerçekleşmesini istemediği hiçbir olay gerçekleşmez. Bu teslimiyet ile şu önemli gün ve gecelerin yüzü suyu hürmetine Rabbim birliğimizi ve bütünlüğümüzü bozdurmasın. Ülkemizin üzerine oynanan kirli oyunlarda bizleri muzaffer eylesin. Bir sese, nefese ulaşmak için canını dişine takarak gerek deprem bölgesinde gerek yardım toplama alanlarında çalışan AFAD’tan askerlerimize, uluslararası arama kurtarma ekiplerinden gönüllüsüne kadar herkesten Allah razı olsun. Ayağınıza taş, gözünüze yaş değmesin. Rabbim bu millete bir daha bu olayları yaşatmasın.
Son olarak, 10 ilimizi derinden etkileyen deprem felaketinde hayatını kaybeden tüm vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, sevdiklerine sabır, yaralı olanlara da acil şifalar diliyorum. Allah’ın izni ve yol göstericiliğiyle millet olarak bu günleri de aşacağız. Gidenleri geri getiremeyeceğiz belki ama daha iyi bir yaşam için çabalayıp yanımızda olanların kıymetini bileceğiz.
Rabbim bu güzel gecenin hürmetine ülkemize ve milletimize esenlik nasip eylesin. Dua ve selam ile…