Türkiye Cumhuriyeti, yedi düvele karşı kazandığı zaferle kurulmuş olmasına rağmen düşmanları bitmemiş, yüz yıldır hâla iç ve dış tehditlerle mücadelesini sürdürmektedir. Bu mücadele de 40 yıla dayanan bölücü terör örgütü ile mücadelesi ayrı bir nokta da bulunmaktadır. Nitekim bin yılı aşmış devlet geleneği olan Türkler için üç beş çapulcu ile mücadele etmek bir sorun teşkil etmeyip kısa sürede zafer kazanılması gerekirken, bölücü terör örgütünün içerden ve dışardan aldığı destekler yüzünden bir türlü kökü kazılamamıştır.

Bölücü terör örgütünün en büyük gelir kaynağını uyuşturucu ticareti oluşturmaktadır. Kaçak yollarla ülkeye soktuğu uyuşturucuyla hem gelir elde etmekte, hem de karşısında olduğu Türk gençliğini zehirlemektedir. Maalesef Türk aile geleneğinin son zamanlarda sistematik şekilde uygulanan kültür emperyalizmi ile bozulması da terör örgütünün ekmeğine yağ sürmektedir. Gerek LBGT, gerek hayvan besleme alışkanlığı edinilmesi, gerekse Türk televizyonlarında yayınlanan dizilerle bu konuda insanların zihninde baskı oluşturulmaktadır. Eğitimin temel yapı taşı ailedir. Türk aile yapısı da dünyada eşi benzeri bulunmayacak düzeydedir. Devletimizin bu konuda gerekli çalışmaları yapması ve aile yapısını koruması gerekmektedir. Böylece hem kültür emperyalizmine hem de bölücü terör örgütüne karşı sürdürülen mücadele farklı bir anlam kazanmış olacaktır. Gelir kaynağı azalmış bir terör örgütünün de faaliyetlerini icra etmesi kolay olmayacaktır.

Nitekim bunu son dönemde görmekteyiz. İçişleri bakanlığına Ali Yerlikaya’nın gelmesiyle birlikte ülke genelinde zehir tacirlerine yönelik başarılı operasyonlar yapılmıştır. Bu durum örgütün gelir kaynağına önemli bir darbe vurmuştur. Nitekim geçtiğimiz günlerde içişleri bakanlığımıza yapılan saldırının bu konuda bir mesaj verilmek istendiği açık ve nettir. Bu durum yapılan operasyonların önemini, başarısını bizlere göstermektedir.

Ancak içişleri bakanlığına yapılan saldırı, tabiri caizse halef – selef çatışmasına evrilmek istenmiştir. Unutulmamalıdır ki makamların sahipleri gelip geçicidir. Makamlar devlete hizmet etmek için vardır. Özellikle sosyal medyada bazı sayfaların yaptıkları açıklamalar en çok saldırıyı yapanların işine yaramıştır. Terör örgütü ile mücadele sürerken konuyu farklı alanlara çekmek kimsenin hayrına olmayacaktır. Çünkü Türk Milleti liyakat sahibi devlet adamlarının her zaman yanında olacaktır.

Yazımı sonlandırırken saldırıdan sonra Türk Silahlı Kuvvetleri komuta kademesinin içişleri bakanlığını ziyaret etmesini gayet anlamlı ve manidar buluyorum. O resim yalnızca dış tehditlere değil, içimizde ki hainlere de çok önemli mesaj vermektedir. Devlet kademelerinde liyakatın önemini bir kez daha bizlere göstermektedir.

Son olarak yapılan alçak saldırıyı kınıyor, kahramanca mücadele ederken yaralanan emniyet güçlerimize acil şifalar diliyorum.