
Modern Hayat İnsanları Birbirinden Uzaklaştırıyor
Teknoloji hiç olmadığı kadar ilerledi, şehirler büyüdü, iletişim araçları gelişti. Artık dünyanın öbür ucundaki biriyle saniyeler içinde görüntülü konuşabiliyoruz. Ama tuhaf bir şekilde, bu kadar bağlı olmamıza rağmen birbirimizden hiç olmadığı kadar uzağız. Eskiden mahallede komşuluk ilişkileri güçlüydü.
İnsanlar bir araya gelir, sohbet eder, dertleşirdi. Şimdi ise apartmanlarda yan dairede kim oturuyor, çoğu kişi bilmiyor. Eskiden bayramlarda eller öpülür, komşulara gidilir, uzun uzun muhabbet edilirdi. Şimdi bayram tebrikleri bile kısacık mesajlara sığdırılıyor. İnsanların bir araya gelmesi gereken anlar, dijitalleşmeyle birlikte anlamını yitirmeye başladı.
Teknoloji bizi her an çevrimiçi olmaya zorlarken, yüz yüze sohbetleri unutturdu. Kahvehanelerde, parklarda, restoranlarda herkes telefonlarına gömülmüş durumda. Aile sofralarında bile herkesin elinde bir ekran var. Aynı evde yaşayan bireyler, farklı odalarda sosyal medya akışlarını kaydırıyor, yanlarındaki insanlarla konuşmayı unutuyor. Modern hayatın sunduğu imkânlar, insan ilişkilerini kolaylaştırmak yerine daha mekanik hale getirdi.
Sosyal medyada herkesin hayatına “bakıyoruz” ama gerçekten kimseyi tanımıyoruz. Paylaşılan mutlu fotoğrafların arkasında yalnızlıklar gizli. Gerçek dostluklar, anlık beğenilere ve yorumlara indirgenmiş durumda. Bir zamanlar yan yana oturup saatlerce sohbet ettiğimiz arkadaşlarımızla şimdi sadece hikâyelerine göz atarak iletişim kuruyoruz. Eskiden insanlar mektuplaşırdı, yazılan her kelimenin bir anlamı vardı. Şimdi ise mesaj kutularımız hızlıca yazılıp unutulan kelimelerle dolu. Duygular bile emojiye sığdırılıyor.
Birinin üzgün olduğunu fark ettiğimizde yanına gidip sarılmak yerine, üzgün yüz emojisi gönderiyoruz. Dijital dünya, duygularımızı da yüzeysel hale getirdi. Sadece dijitalleşme değil, şehirleşme de insanları birbirinden uzaklaştırdı. Kalabalık şehirlerde insanlar birbirine daha yakın yaşarken, duygusal olarak daha kopuk hale geldi. Eskiden birine yol sormak için insanlarla iletişim kurarken, şimdi navigasyon açıyoruz. Eskiden toplu taşımada insanlar sohbet ederken, şimdi kulaklıklarını takıp dünyadan kopuyorlar. Mahalle kültürü yerini, birbirini tanımayan apartman sakinlerine bıraktı.
Artık asansörde yanımızdaki komşuya bile selam vermeye çekinir olduk. Günümüz insanı, iş yoğunluğu ve stres yüzünden sosyal hayata zaman ayıramaz hale geldi. İşten eve yorgun dönen insanlar, fiziksel olarak yorgun oldukları kadar ruhsal olarak da tükenmiş durumda. Eskiden stresli günlerin ardından bir arkadaşla buluşup kahve içmek, bir nebze olsun insanı rahatlatırdı. Şimdi ise yalnızlığımızı sosyal medyada kaybolarak unutmaya çalışıyoruz.
Modern hayatın getirdiği bu uzaklaşmaya rağmen, insan sıcaklığını hissetmek hâlâ bizim elimizde. Belki de bazen telefonlarımızı bir kenara bırakıp, göz göze gelip içten bir “Nasılsın?” demek, her şeyin başlangıcı olabilir. Çünkü hiçbir teknoloji, gerçek bir dostun omzuna yaslanmanın yerini tutamaz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.