Dünyanın en büyük medeniyetini kuran karanlık çağı kapatıp aydınlık çağı açan, ilim sanat teknik ve devlet yönetimiyle değişik dinlerde, ırklarda, renklerde Osmanlı ataları insanları insana saygı, merhamet, hizmet gibi üstün duyguların içinde hiç ayrım yapmadan yıllarca insanlığın barış ve huzur çağını Osmanlı yaratmıştır.

Avrupa’da kilise ile kralların çarpışmalarında kilisenin baskısını kaldırıyoruz. Özgürlük diye laiklik diye din ile devlet işlerini ayırmaya gayret etmişler hatta başaramamışlar.

Osmanlı’da padişahla şeyhülislam ters düşmemiş bütün padişahlar da şeyhülislama ilminin ağırlığından dolayı saygı ve hürmette kusur etmemişlerdir. İkinci bir güç İslam dünyasının halifesi padişah olduğundan da şehülislam dahil milyonlarca toprakta bulunan insanlar halife diye Osmanlı padişahını sevmiş saymış ne zaman çağırsa bu can feda diye hemen gelmiştir. Halife olan padişahlar da hiçbirini diğerinden ayırmamış sahiplenmiştir.

İslamda olsun, Osmanlıda olsun padişah ile şeyhülislam arasında bir çatışma olmadığından dini görevliler ile padişah uyum içinde vatan sevdası, halka hizmet ederek gelişme anlaşma sevgi saygıya sebep olmuştur. Krallar ile kilise savaşları gibi bizim atalarımızda çatışmalar savaşlar olmamıştır.

Padişahla şeyhülislam anlaşarak sevgi saygı ikliminde halklarına hizmet etmişlerdir. Dolayısıyla laiklik olmayan zemine zorlama bir müessese olmuş. Daha sonra da Müslümanlara karşı kullanılması halkı üzmüştür.

Kilise ile krallar Osmanlının barış ve huzurunu büyümesini durdurmaya hatta daha sonra yıkmaya, Haçlı orduları ile saldırmışlardır. Atalarımızdan çok insanın şehit olmasına sebep olmuşlardır.

En sonunda kilise ve krallar bütün dünyayı toplayıp Çanakkale’de saldırmışlardır. Bugün depremde olduğu gibi tek yürek erkeği kadını hatta gençler ile binlerce şehidimiz ile atalarımız yenmiş arkalarına baka baka gitmişlerdir.

Daha sonra düşman yerli işbirliği ile İstanbul’u hiç direnmeden işgal etmişlerdir. Milyonlarca Osmanlı toprağı masada cetvelle paylaşılmıştır. Her yerde camiiler yıkılmış başka amaçlar için kullanılmıştır. Her yerde müslüman kanı akmıştır.

Ayağa kalkan milletim milli mücadeleyi başlatmıştır Mehmetçik yine destan yazmıştır.

Dün Çanakkale’de saldıranların torunları deniz sahillerinin en güzel yerlerine köyler kasabalar kurmuşlardır. Bunlara neden gelmediniz hiç denmediği halde, Osmanlı torunları onlar gibi olmaları için, Avrupalılaşacağız diye kahraman milletim uzun yıllar zorlanmıştır.

Milli mücadele küpesini bileziğini yeter ki Osmanlı atam yenilmesin, halifeye bir şey olmasın, İslama zarar verilmesin diye vermişler. O yetmemiş Afganistan’dan başta olmak üzere çoğu islam ülkelerinden gönüllüler gelmiş Milli mücadelede kahramanlık göstermiş gazi olmuş şehit olmuşlardır. Suriye’de evleri başlarına yıkılan ana baba, evlatlarından bir kısmını kaybedenler, çaresizlikten gidecek yeri olmadığından Türkiye’ye sığınan Suriyeliler hatta çoğu Yunanistan tarafından denizlerde boğulmuş bebekler sahile vurmuş. Milli mücadelede gönüllü asker olmuş Afganistanlı gençler ve diğer islam ülkelerinden gelenler cana can olmuş ya gazi ya şehit olmuşlardır. Şimdi bunların torunlarına niye geldin diye karşı çıkıyorlar. Gelmesinler, geri gitsinler ne yapalım, denizlerde yok olsun, Suriyeliler geri dönsün. Bombalar altında parçalansalar, yuvaları başlarına yıkılması çifte standartlar a şaşıyorum.

Arzum bir an önce şartlar oluşsun ülkelerine dönmeleri, vatanlarına kavuşmaları insanı, vatanı sevenler için doğru olandır.

Ama geldikleri yerlerde bombalar altında ölüme göndermek ne insani, ne de vicdanidir.

Omuz omuza, gönül gönüle yüreklerin barışı Allahın yardımı ile milletin tek vücut olmuştur.

Merhamet gönüllerin rehberi olmuştur.

Millet- devlet el ele merhamet fedakarlık ikliminde yaralar sarılacak, milletim yeni ufuklara daha kararlı adımlarla devam edecektir…