Mansur Yavaş’ın sırrı ne?
Mansur Yavaş; Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı.
Ama O, bu görevinden çok “Cumhurbaşkanlığı adaylığıyla” gündemde.
Bunu kendisi açıklamış değil, “adayım” demiş değil.
Aksine “Ben siyasetin içinde değilim. Kendimi kamu görevlisi olarak görüyorum. Bu şekilde de devam edeceğim” demesine rağmen, hemen hemen tüm haber kanallarında “uzmanlar”, “gazeteciler”, “siyasiler” tarafından Mansur Yavaş ismi tartışılıyor.
Sürekli anketler yapılıyor; halka Cumhurbaşkanı adayı olarak Mansur Yavaş’a oy verip vermeyeceği soruluyor.
Sokak röportajlarında, Cumhur İttifakı’nın adayı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın karşısına Mansur Yavaş ismi konup, “hangisine oy verirsiniz” soruları yöneltiliyor.
Muhalif bazı siyasi parti liderleri “Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı Mansur Yavaş olmalı” çağrıları yapıyor; “Onlar göstermezse biz aday göstereceğiz” diyor ikide bir.
En dikkat çekeni de vatandaşların aday olarak Mansur Yavaş ismini telaffuz etmesi. “Sizce Millet İttifakı’nın adayı kim olmalı” sorusuyla karşılaşan vatandaşların önemli bir kısmının “Mansur Yavaş” cevabını verdiği görülüyor.
Kahvehanelerde, ailelerde, düğünlerde, derneklerde… Konu Cumhurbaşkanlığı seçiminden açılmışsa, Mansur Yavaş adının mutlaka geçtiğine şahit oluyoruz.
Nasıl oluyor bu peki?
Mansur Yavaş, herhangi bir partinin lideri değil; 6’lı masadaki isimlerden biri de değil. Ve adaylık talebi olmadığını söylüyor.
Bunlara rağmen nasıl oldu, ne oldu da ismi bu kadar gündeme geliyor, dillere dolanıyor?
Bu işin sırrı ne?
Mansur Yavaş, ABB adaylığı ilk açıklandığı günden itibaren Cumhurbaşkanlığı hedefiyle bir takım çalışmalar mı yaptı da, bu noktaya gelindi?
Veya oyun kurucular başından itibaren Mansur Yavaş’ı hazırladı da, bugünlere mi gelindi?
Kısacası Mansur Yavaş, Cumhurbaşkanlığı için bir proje mi?
Bu minvalde sayfalar dolusu çoğaltabileceğimiz tüm soruların fasa fiso olduğunu düşünüyorum.
Gelin size “Mansur Yavaş sırrını” açıklayayım.
Ama öncesinde kısaca hatırlatmak gerekirse; Ankara Büyükşehir Belediyesi’ni 24 yıl boyunca Melih Gökçek yönetti. Melih Bey’in güzel hizmetleri de oldu… Ama çok uzun bir süre olan 24 yılda çok yıpranmıştı. Hele hele bir türlü geri durmadığı polemikler ve twitter muhabbetlerinden çok yara almıştı. Hakkında olumsuz düşünenlerin sayısı artmaktaydı. Ağzıyla kuş tutsa, bunu tersine çeviremezdi. Ve başta küçük oğlu olmak üzere aile üyeleriyle ilgili mal varlığı, ihale söylentileri, dedikoduları herkesin dilindeydi ama o bunları hep görmezden geliyordu.
Lideri ve partisi de bu nedenlerle olsa gerek, süresi henüz dolmamışken görevden el çektirdi; tekrar aday göstermedi.
Melih Bey’in gidişi bu şekilde olmamalıydı. Çok becerikli bir Başkan’dı, kafası da çalışıyordu. Dediğim gibi güzel hizmetleri de oldu Başkent’e. Ama agresifliği, son derece yersiz twitter muhabbetleri ve hem de alanıyla alakasız konular üzerine bağırıp çağırışları ile hakkında antipati besleyenlerin sayısını artırdı. Halen de dersler çıkarmış değil; twitter’da saçma işlerle uğraşmayı sürdürüyor maalesef.
Gelelim Mansur Yavaş’a…
3 yılını doldurdu ABB’de. Hizmet konusunda ne yapıp ne yapmadığından ziyade “duruşudur” Mansur Bey’i meşhur eden.
“Şu şu hizmeti yaptı, bu nedenle başarılı buluyorum. Cumhurbaşkanı adayım o” diyen çok çok azdır.
Bana öyle geliyor ki, milleti çok yoran “Melih Gökçek duruşu”nun ardından vatandaş, huzuru, güveni “Mansur Yavaş duruşu”nda buldu.
Hiç polemiğe girmiyor oluşu… Twitter’da şurda burda kimseyle kavga etmemesi… Şeffaf yönetim noktasında ciddi adımlar atması… Şahsını öne çıkaran reklamlardan kaçınması… Mütevaziliği… Güler yüzlülüğü… Yapıcı eleştiriye, tavsiyeye, teklife açık oluşu… Ve tabi ki siyasi CV’si…
En önemlisi ise; "Bir belediye başkanına zaten yapması gereken şeyleri yaptığı için teşekkür ediyorsunuz. Son derece yanlış buluyorum. Bu bizim görevimiz, bunun için maaş alıyoruz" diyebiliyor olması.
Belediyelerin büyük kısmında en rutin iş bile yerine getirilirken “ilgili Başkan eliyle halka büyük bir lütufta bulunuluyormuş” gibi sunulurken, “bu bizim görevimiz, ne teşekkürü” diyen bir Büyükşehir Belediye Başkanı’nın çıkması fark ettiriyor, sempati topluyor. Lütfeden “başkan” değil, “halktır” nitekim.
İşte “Mansur Yavaş sırrı” budur; bu duruştur.
Vatandaş sırf bu duruşundan dolayı Mansur Yavaş’ı sevdi, O’na güvendi, adını diline doladı.
Anketlerde Mansur Yavaş isminin ön plana çıkması bu örnek duruşun meyvesidir.
***
Ha şu da var… Mansur Bey, bu duruşu ile işi daha ne kadar götürür bilemem.
Tavsiyem; hizmetlerine daha büyüklerini katarak, adını eserleriyle de anılır hale getirmesidir.
Örneğin Ankara dendi mi, bir yer, bir proje, bir hizmet akla gelmeli ve bu işte Mansur Yavaş imzası olmalı.
O’nu seven, O’na güvenen insanların beklentisi de budur eminim ki.
Fatih Akkaya / Gazeteilksayfa
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.