Kuzey Irak ve Yahudi devleti hayali
ABD başkanı Trump'ın sert söylemleri, ırkçı tavırı, müslüman ülkeleri ötekileştirmesi, Ortadoğu ülkelerine ambargo uygulaması, yalnız başına safiyane bir psikolojinin dışa yansıması mı!!!
Çünkü böyle bir ülkenin başındaki Başkan sadece kendi psikolojisi, fikir ve düşünceleri ile hareket etmesi Amerika'nın acizliği olur ki bu mümkün değil ...
Bu yüzyılda ABD politikası değişiyor Trump bu değişimin baş aktörü.
Söylem ve eylemleri ile ortamı uygun hale getirmeye çalışıyor, ipi iyice geriyor...
Neden mi dersiniz?
ABD'nin ham sermayesi tükendi, sömürgelerden gelen sermaye kalmadı.
Yeni sermaye bulup bir an önce durumu düzeltmesi gerektiğini iyi biliyor.
ABD’nin sadece Türkiye'ye olan borcu 58 milyar dolar.
Suudi Arabistan'a 138 milyar dolar borcu var.
Ve Çin'e 1 trilyon 244 milyar dolar borcu var.
Tek çıkış yol Trump'la birlikte gergin hattan sonra ipleri kopartıp, savaşa zemin oluşturmak.
Zemin hazırlığının ana aktörlerinden bir tanesi de son günlerde dünya ve Türkiye gündemini meşgul eden Kuzey Irak referandumu.
Dünyanın Kuzey Irak'a bağımsızlık kazandırma gibi bir görevi var.
Buraya kadar her şey normal gözüke bilir.
Kuzey Irakta bağımsızlık sonrası Yahudilerin yaşayacağı ikinci bir devlet kurulacaktır.
Bu güne kadar Suriye'de karışıklık çıkarmak için silah sevkiyatı yapan dış güçler, ana hedeflerinden sadece bir tanesine bir hafta uzaklıktalar.
Bu konu başlıca bir başlık olsa da konumuza tekrar dönmekte fayda var.
ABD’nin yıllardır orta doğuda uyguladı politika bu minval üzerine ve Suriye'de kendince zemin oluşmuş bulunuyor.
Şimdide el nüsha bahanesi ile İdlib’e girip tamamen bölgenin kontrolünü sağlamak istiyor.
Suriye'nin diğer Arap ülkeleri kadar petrolü yok aslında ama
Suriye tüm Arap ülkelerinin Avrupa’ya açılan kapısı: Amerika
Kapı kapanırsa, eldeki verileri kanalize edemezsen bir anlam teşkil etmeyeceğini biliyor.
Türkiye ABD'nin bu oyununu bilerek her hamlesini yakından takip ediyor.
Bundan önceki hamlelerini akıllı bir devlet politikası ile egale etmesini çok iyi bildi.
Türkiye ABD'nin İdlib'e girmesine müsade etmemeli, etmeyecektir.
Bugün dış politika konusunda Türkiye'nin Suriye'de izlediği yol ne kadar hassas bir hal almışsa, Kuzey Irak Referandumu konusunda da aynı hassasiyet içerisinde olması son derece haklı bir tutum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.