KUVVETLERİN BİRBİRİNİ DENETLEME YETKİSİ
Geçen hafta kuvvetler ayrılığından bahsetmişken bu haftada kuvvetlerin birbiri üstünde ki denetleme yetkisine değinmek istedim. Bu yazılarım daha çok okuyanları hadsizlik ederek bilgilendirmek amaçlıdır.
Güçlü ve başarılı bir devlet sistemi, hürriyet ve otoritenin dengesi üzerine kurulur. Hürriyetin istismarı otorite ihtiyacı, otoritenin istismarı ise hürriyet ihtiyacını arttırır. Toplumlar öyle bir nizam ister ki, orada ne hak, ne hürriyetler istismar edilsin, ne yetki ve sorumluluklar kötüye kullanılsın.
Böyle düşününce, kuvvetler ayrılığı ilkesi, otoritenin kötüye kullanılmasını önlemek, kuvvetlerin birleştirilmesi ilkesi ise de hak ve hürriyetlerin istismar edilmesine engel olmak ihtiyacından doğmuş denilebilir. Başka bir husus olarak, kuvvetlerin ayrılığı ilkesi otokrasiye, kuvvetlerin birleşmesi ilkesi ise anarşiye karşı birer emniyet önlemidir. Bu ilkelerin değeri de, ülkenin ve dünyanın şartlarına, idarecilerin ve idare edilenlerin kalite ve yapılarına göre değişir. Bunları ülke yararına kullananların olacağı gibi, aksine ülkeye zararlı olacak bir biçimde geliştirenler de olacaktır. Bundan dolayı kime veya kimlere bu yetkilerin verilmesi gerektiğine millet olarak biz karar vermeli, olumsuz durumların olmaması için gerekli önlemleri almalıyız.
İnsanoğlunun macerası incelendiğinde, değişik zaman ve mekânlarda bazı kişiler, camialar ve partiler, anarşi ve çözülme içinde bunalan toplumların otorite ihtiyacını istismar ederek kuvvetlerin birleşmesi maskesi altında, yönetici kadroları hatta mahkemeleri baskı altına alarak korkunç bir diktatorya kurabilmektedirler. Yürütme kuvvetini ele geçirerek, yasama ve yargı kuvvetlerini kendi zulüm ve haksızlıklarına birer araç ve paravan yapabilmektedirler.
Diğer taraftan, insanoğlunun macerasından gördüğümüz üzere, toplumların hürriyet ve demokrasi ihtiyacı, soysuzlaştırılarak kuvvetler ayrılığı paravanası arkasında, devlet kuvvetleri ve kurumlarını birbirinden koparılmakta, her biri ayrı bir dukalık durumuna getirerek çatıştırmakta, yetki ve sorumluluk anarşisi içinde buhrandan buhrana yuvarlanmakta, yürütme güç duruma düşürülmektedir. Böyle toplumlarda yasama, yürütme ve yargı organları ayrı telden çalarak işbirliği imkânını kaybeder, ülke her açıdan zor durumda kalır.
Bu iki ayrı gözlemden çıkarılacak çok büyük dersler vardır. Kuvvetler ayrılması ve birleşmesi ilkeleri, cemiyetin yapısına göre işlerlik kazanmakla beraber, mümkün mertebe, bunların dengesine ulaşmakta fayda vardır. Bu hem kuvvetler ayrılığını gerçekleştirmek, hem de kuvvetlerin birbirini denetlemesi demektir. Söz gelişi, yasama organını şu veya bu şekilde kontrolüne alan hırslı çevreler, parmak sayısına dayanarak her isteklerini kanun olarak ortaya koyamamalıdır. Yine yargı organı, belli bir çevrenin kontrolüne girip bir zulüm ve haksızlık ocağına dönüşmemelidir. Bunlara çöreklenen kadrolar yandaşlarını himaye ederek hasımlarını cezalandırma yoluna gidememelidir. Yürütme organı, partizan, tarafgir ve haksız davranışlarda bulunmamalıdır.
İdareyi örgütleyen kuvvetler arasında denge sağlamak için bazı pratik tedbirler alınabilir ve nitekim birçok milletler almışlardır. Bunun ilk şartı, Anayasa’ya kesin olarak bağlı kalmaktır. Bütün kuvvetlerin, anayasanın denetimi altında olması esastır. Yasama, yürütme ve yargı organları gücünü Anayasadan alır. Bu üç kuvvet, hem bağımsız hem de bir diğerini kontrol etmekle yükümlüdür.
İnsan karşısında realist olmamız gerekir. Bir insan devlet başkanı, hükümet başkanı, milletvekili, bakan, yüksek mahkeme üyesi…. olmakla insani sıfatlarından ayrılamaz. Hepimizin üstün yanları yanında, zaaflarımız ve kusurlarımız vardır. İnsan tarafsızım demekle tarafsız olamaz onun denetime ihtiyacı vardır.
Selametle…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.