Korkarak Yazı Yazılmaz
Henüz genç bir köşe yazarı olarak kaleme aldığım yazılarımda her zaman doğruları yeğlerim. İnsanların faydalanabileceği ve bir o kadar da çevrelerine anlatacakları yazılar yazarım. Gelen tepkilerden ve eleştirilerden anlıyorum ki birkaç insan bu durumdan memnun.
Ancak Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde yer alan gazeteler ve haber sitelerinde yazı yazan köşe yazarlığına sıkıştırılmış bir maytap olduğunu unutmamakta fayda var. Maytaptan kastım kişiler veya kurumlar değil. Ağır eleştiriler.
Çünkü bunu yazma içeri atarlar, bunu yapma içeri girersin. Ne var arkadaş bu içeride? Doğruları yazmayacaksak, insanlar yanlışlara boyun mu eğsin? Ulan bunu küçük yaşta çocuklara söylesen o zaman bize niye ilk yazı yazmayı öğretiyor diye insanı çelişkide bırakır.
Bugüne kadar yazdığım köşe yazılarımda görüyorum ki. Doğruyu yazdığım için olumlu tepkiler alıyorum. Ama günümüzde görmüş, geçirmiş köşe yazarlarının kaleme aldıkları satırlar yüzünden içeri atılmaları son derece üzücü. Daha öncelerden sıkı takipçisi olduğum (isim vermeyeceğim) kişilerin terör, propaganda ve diğer olaylara karışmamış olması dikkat çekiyor. Bunları göz önüne alınca bir anda sivri uçlu kalemlerle yazdığı yazılar yüzünden içeri atılmaları hayret ettiriyor.
Ben anlamıyorum! Ne zaman doğruları yazacağız? Her yazdığımız yazıya (BTK) Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu tarafından ikaz gelmesini akabinde yazımızı kaldırmazsak cezai işleme tabi tutulmayı mı bekleyeceğiz?
Vatanı bölecek yazılar yazmıyorum, birlik beraberlik mesajları veriyorum, büyüğüme saygı, küçüğüme sevgi bağışlıyorum. Bari bırakında yazımızı yazalım...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.