Ali İLKBAHAR

Ali İLKBAHAR

Komşuluk

Komşuluk

Gerek müstakil gerekse katlı binalarda komşuluk farklılıklar göstermekte tadı tuzu eskisi gibi canlı, samimi, yardımlaşan koruyan, kollayan yapının zayıfladığı görülmektedir.     

Gördüğünde selamlaşan hal hatır soran göremediğinde bir zaman göremedim hayırdır diyen, merak eden çoğalacağı yerde azalmış aranan duruma gelmiştir.

    Komşusu memleketi veya tatile gittiğinde komşusunun evini kendi evi gibi kollayan biri geldiğinde hayırdır filanı mı aradınız? Yardımcı olayım der, sahiplenirdi. Şimdi maalesef hele çok katlılarda geldiğinden gittiğinden haberi bile yok. Endişesi de yok. Kendi komşusu onu kollasa da sahiplense de komşuluk haklarını hukukunu bilmeyen komşu belki de ilgiyi anlamıyor veya sıkılıyor.

    Peygamberimiz komşuluğa o kadar önem vermiş, komşular arası sevgi saygı ve haklarının hukukunun korunmasına çok değer verdiğinden, Ashaptan (yakındakilerden) biri Peygamberimize ‘Mirasta komşuya düşer mi?’ diye sorulduğu rivayet edilir. Buradan da anlıyoruz ki komşu aileye en yakın insanlar. Değeri büyük saygı sevginin hakim olduğu bir yapı. 

    Diğer rivayet ‘Komşusu açken komşusunun karnını doyurmadan yatmaz.’ Deniyor. Müthiş bir yapı. Güçlü ailelerden güçlü komşular, o da güçlü toplum, saygın toplum aydın, günü iyi bilen geleceği hazırlayan gönül insanları. Azalan aranan aileler.

    Bir de örnek insanların oluşturduğu örnek alınacak dünya komşuluğuna sevdalı komşular. Dünya komşuluğunda kardeşliğin canlı yaşandığı değerlerin ışığında mazlumlara, çaresizlere, çırpınan tutunacak bir el arayan, çamur içme yerine su hayali kuran, doymak için değil ölmemek için bir lokma arayana can olanlar. Denizlerde botları patlatılarak ölüme terk edilen insanlığını, merhametini kaybetmiş zalimlerden denizlerde ölmesin diye kurtaran insanlar, evi başına yıkılan yurdunda acı çeken emperyalistlerin sömürdüğü bitince de ölüme terk edilen mazlumlara ekmeğini paylaşan dünya komşuluğuna, kardeşliğine adanan insanlar. Gurur kaynakları. İnsan gibi insanlar. 

Bir dostum anlatmıştı. Kapılarımız karşı karşıya olan komşumuzu ayda bir veya iki sadece asansörde görüşüyoruz. Bazen selamlaşıyoruz. Yaşlı bir anne altmış yaşlarında da kızı devamlı beraber karşılaşıyoruz. Birgün komşunun kızıyla karşılaştık, partiye gittiğini biraz eğleneceğini söyledi.

Annesini sordum ‘Nasıl, o gelmedi mi?’ diye sorduğumda üç gün önce öldü, defnedildi dedi. Haberimiz olmadı cenazesine giderdik, başınız sağ olsun, dedim.

-    Morgdan aldılar görevliler defnettiler. Bana da mezarlık ada parselini gönderdiler, teşekkür ederim, dediğini söyledi.

Ah komşuluk, ayaklarının altı cennet anne, ne diyeyim. Çağdaşlaşmadık, maalesef çağa tosladık. Canı parçası ne diyeyim.

Küçük oğlumun kayınpederi, dünürüm bilgin örnek insan. Kısa sürede bizleri hasta olduğu halde fethetti. Ölümünden bir müddet sonra ortak torunumuz kızım dört yaşlarında bana :

-    Dede, dedem cennete gitti. Dedi.

Söylerken ifadesi, tavırları o kadar anlamlıydı ki. Aziz dostum mekanın cennet olsun. Çalışkan, aranan, samimi, hatır gönül insanı. Yokluğu aranan dost.

Gelin söyle sağa sola önünüze arkanıza bir bakın komşularınızı fark edin. Ne cevherleri, değerleri görmediğinizi veya fark etmediğinizi göreceksiniz. 

    Komşumuz bakkal amca dediğim pehlivan bakkala bir yere giderken oğlan okuldan geldiğinde alacak diye evin anahtarı verilirdi. Oğlunu, kızını everecekse bir de komşu bakkala sorulurdu.

    Çocuklar okuldan geldiğinde komşu yoksa komşunun çocukları evlatlardan ayrılmazdı. 

    Oturduğumuz altın değerindeki bize ait, biz, biz yapan güçlendiren, merhamet ve sevgi kardeş yardımlaşma komşuluk değerlerimi yaşayalım, yaşatalım.
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR