Kişi İsmiyle Müsemmadır -Devlet Bahçeli
Bir millet düşünün, yüzlerce değil, binlerce yıldır Dünya’nın en kudretli devletlerini kuruyor ve onca düşmana rağmen her dâim mertliği ve kahramanlığıyla anılıyor. Allah, bazı milletleri petrolün üstüne, bazı milletleri kimsenin dönüp bakmadığı ıssız steplere, bazı milletlere okyanus ötesinde virane köşelere, bazı milletleri dağların tepesine ve Türkler gibi bazı milletleri de kargaşanın, kavganın, kaosun bol olduğu yerlere oturtmuş. Her işi nice hikmetle gören yüce Yaradan, bizi bu coğrafyaya yerleştirirken elbette bizim yaradılışımızdan kaynaklı misyonumuzu kullanmamızı planladı. İlahi plan dışına çıkmak mümkün mü, değil!
İlahi plan o ki biz azmışların, kudurmuşların, yoldan çıkmışların cezalandırıcısıyız; yoldan çıkan kavimleri yola getirici, pusulası şaşmış düzenleri kahrediciyiz. İyi hoş da bu hassasların hassası misyonu yüklendiğimize göre Allah bize güç vermiş olmalı, bize inanç ve azim vermiş olmalı ve bize en önemlisi Allah’ı bilen, cihanı bilen, cihana hükmetmeyi bilen, insanları iyiye sevk edip kötülükten sakındırmayı bilen devlet adamları bahşetmiş olmalı diyeceksiniz… Halksınız! Zira dikkat ediniz; bu saydıklarımın hepsi bir arada olduğu zaman gerçekten de tüm kirli düzenlere diz çöktüren bir güç oluveriyoruz. Lakin ne zaman ki misyonumuza sırtımızı dönüp biz de azgın toplumlara benzersek, Allah bizi de o diğer toplumlar gibi perişan ediveriyor.
Genlerimizde yazılı olan kod şu ki; biz, hükümdarlarımızın sözünü tutan, iyi ve kötü zamanda onların yanında duran asil bir milletiz. Çünkü biz biliriz ki “devlet” diye bir kutsal çatı vardır. Herkes o çatının altında yaşar. Barış içinde yaşayacaksan da o çatı lazım, savaş içinde yaşacaksan da… Yoksa o çatı bir defa çöktü mü savaşmaya bile fırsatın kalmaz; başka milletlerin kölesi oluverir ya da bunu canınla ödersin. Biz tarihin puslu derinliklerinde çok görmüş, çok geçirmiş, en büyük tecrübeleri kazanmış bir milletiz. Bunları en iyi biz biliriz. Machiavelli, Rousseau, Hobbes, Grotus gibi batılı feylesoflar devlet ve toplum üzerine kafa yorarken biz devlet ve toplum üzerine ansiklopediler yazıyorduk.
“Dilinin altında bir bakla var, çıkarsana” diyeceksiniz… Azizim, özün sözü şu ki tüm ceberrut düşmanların hedefiyiz ve bu düşmanlar o denli işi azıttılar ki artık bunu açıkça ikrar ediyor. Buna rağmen gerçekleri göremeyen on numara beş yıldız budalalara aldanmayınız sakın. ABD diye bildiğiniz ülke bir kalemde can düşmanımız olan terör örgütüne yüz tır ağır silah gönderiyor. Bütün terör örgütleri ABD tarafından planlanıp NATO tarafından kurgulandıktan sonra Müslüman coğrafyaya ve özellikle de Türkiye’nin üzerine salınıyor. Bütün terör örgütleri ABD ve Avrupa tarafından açıkça kollanıyor; bunu kendileri bile ikrar etmiyor. Hâl böyleyken DAEŞ gibi İslam düşmanı terör örgütlerini sanki Türkiye kurmuş ya da destekliyormuş gibi uluslararası algı çalışmalarıyla köşeye sıkıştırılmaya çalışılıyoruz. Bu tür şeytani tezgahları fetullahçı terör örgütü yapabilir, yakışır… Gel gör ki bizim içimizdeki nice hainler de onlara katılıyor. Kontrollü darbe diye zırvalayanlar, PKK’ya terör örgütü diyemeyenler; hiçbir milli kaygı duymadan CIA’in emrine girmenin dayanılmaz hafifliği ile saç baş yoldurucu söylemlere imza atıyor, şeytana pabucunu ters giydirecek icraatlar yapıyorlar. Yüzlerine baktığınız emin olun birçoğundan şer aktığını, feraset ehli Müslümanlar için Allah’ın bunları çirkinleştirdiğini göreceksiniz.
Biz bunları zaten biliyoruz, biraz daha sadede gel diyeceksiniz. Geleceğim de gelmesi kolay değil. Şu çizdiğim basit tabloyu bile idrak edemeyen çok kimseler var. Öyle ya, düşmanlarımız beyinlerimizi de esir aldı. İnsanlıktan çıkarıcı TV programları, asimile edici kültür propagandaları, kafa karıştırıcı yazar çizer takımı derken çoğumuzun kafası kazan gibi oldu.
Diyeceğim o ki silkelenip kendimize gelmemiz ve “devlet” kavramının azizliğine inanan gerçek devlet adamlarının kıymetini bilmemiz lazım. Şöyle bir çevrenize bakınız; kaç tane dünyaya meydan okuyan, düşmanlarımıza sert mesajlar veren, düzenin adamı olmayan ve buna mukabil sözde stratejik müttefik özde düşman güçlerce sevilmeyen, hazzedilmeyen, hedef gösterilen devlet adamımız var? Son zamanlarda çok doğru çıkışlar yapan ve bila kayd-u şart Devlet’in yanında olduğunu gösteren bir büyüğümüzü özellikle tebrik ve takdir etmeliyiz: Devlet BAHÇELİ…
Soros’un postmodern Gezi Kalkışması esnasında kafası karışan ülkücülere “oturun oturduğunuz yerde” diyen, işbirlikçi muhalefetin telkinlerine ve tekliflerine sırt çevirdiği için iktidarın aparatı olmakla suçlanan, bölücülere açıkça tavır koyan, teröriste terörist diyen… Bunlar az erdem değil azizim, tekrar soruyorum; böyle kaç tane devlet adamımız var ki?
CIA’in maşası münafık fetullahçı teröristlerle mücadele arenasında onurlu bir duruş sergileyen, asla taviz vermeyen, zafiyet ya da gereksiz bir iyiniyet göstermeyen devlet adamının adı Devlet BAHÇELİ’dir. Kişi, ismiyle müsemmadır sözünün sübut ettiği büyük insandır o…
Şimdilerde teröristlerin kalemşörleri yine bu değerli devlet büyüğümüz aleyhinde abuk subuk yazılar yazıyor. Bu ülkede maalesef bir mütareke medyası, işbirlikçi medya, mason medya, terörist medya realitesi var. Hem de yeni değil, iki yüz yıldır var… Ama bir de bu ülkenin gerçek sahipleri olan vatanseverler var. Vatanseverliğimizi sınayanlar, bunun bedelini 15 Temmuz akşamı çok ağır ödedi. Yine sınamak isterlerse bu sefer daha ağır bir bedel öderler. Sayın büyüğümüz Devlet BAHÇELİ de aynen böyle söylüyor. “Bu milletle şaka olmaz, ayağınızı denk alın” diyor… Durum tam olarak budur. Sabrımız taştıkça taştı. Meclis’teki PKK’lı hainlerden kendini gazeteci diye maskeleyen bir kısım hain işbirlikçilere değin düşmanlarla çevrelendikçe daha da doluyoruz, taşıyoruz, kendimizi zor tutuyoruz. Sırf muhalefet olmak sâikiyle yola çıkıp ortaya hiç bir icraat, plan, proje koyamayan zavallıların Atatürk’ün arkasına sığınıp Amerikan ajanlarının ağzıyla konuşmasından artık tiksinmeye başladık. Girdikleri her seçimi kaybedenlerin, bunun verdiği hınç, kin ve çirkeflikle bel altından çalışmasına daha ne kadar tahammül edebiliriz..! Çok şükür Allah’a ki bizlere Devlet BAHÇELİ gibi bir lider vermiş. O, iktidar olamasa da, seçimlerden zaferle çıkamasa da gönül savaşlarının gerçek galibi, vatan sevdalılarının tek kazananıdır. O, bazıları gibi namertliğin değil civanmertliğin; hıyanetin değil cömertliğin adresidir. Şu ülkede bir nebze dirlik ve düzen, birlik ve beraberlik var ise; bunun gerçek mimarlarından biri de Devlet BAHÇELİ’dir.
Sayın Devlet BAHÇELİ’yi ve millî konularda dik duruş sergileyen diğer tüm devlet adamlarımızı saygı ve minnetle anıyor, şükranlarımızı sunuyoruz. Yüceler yücesi Allah, sizlere uzun ömür versin.
Muhammed GÖMÜK
TAY-DER Genel Başkanı
08/06/2017
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.