Ülke gündemi her zaman olduğu gibi bu günlerde de çok hareketli. Gerek siyasi gerek sosyolojik olarak bizi şaşırtan haberlerle çok sık karşılaşıyoruz. Sanırım bu günlerde bizi şaşırtmayan tek şey zam haberleri oluyor. Akaryakıta, elektriğe, doğalgaza, gıdaya ve daha birçok şeye zam üstüne zam geliyor. Dün aldığınız bir ürün, bugün daha yüksek bir fiyatla karşınıza çıkıyor. Almak isteyip pahalı bulduğunuz bir ihtiyacınızı belki indirime girer diye sonraki günlere sarkıtıyorsunuz. Sonra ilk baktığınızda almadığınıza pişman oluyorsunuz. Çünkü Türkiye’de hiçbir şey gördüğü fiyatın altına inmiyor. Hep üstüne çıkıyor. Bunun sıkıntısını da vatandaş çekiyor.

 Siyasiler bazen açıklamalar yapıyor, sıkıntının farkında olduklarını söylüyorlar. Hiç birini samimi bulmuyorum. Bir şeyin farkında olmak için onu derinden yaşamanız lazım. Milyonluk makam araçlarında, şatafatlı lüks yaşamın içinde ne kadar farkında olabilirsiniz? Mesela bir asgari ücretle bir ay geçinmeye çalışsanız? Bakın ailenizi geçindirmeye çalışın demiyorum çünkü bu artık hayalî bir şey, sadece kendiniz bir asgari ücretle ay sonunu getirmeye çalışın. İşte o zaman belki o sıkıntının farkında olursunuz.

Artan enflasyon vatandaşın belini büküyor. Ekonomide uygulanan yanlış politikaların sıkıntısını halk çekiyor. Ülkemiz yıllardır devleti vatandaşın sırtına bindirdi. Her fırsatta yüksek vergi oranlarıyla halkın belini büktü. Şimdi buna bir de yüksek enflasyon, yüksek kur ve ekonomik kriz eklenince halkın beli bükülmekten kırılmaya doğru evirildi. 
Ev almak araba almak hep lükstü bu ülkede. Bir ev bir arabaya bir ömür tamah ettirdiler. Şimdi ise sıvı yağ bile lüks sınıfına girdi. Markete gittiğiniz de arada bir diğer insanlarla sohbet edin. İlginç olaylara tanık olacaksınız. Kadın üç gündür market geziyor, ayçiçek yağı alacak, pahalı diye alamıyor. Belki bir indirim gelir umuduyla, market market geziyor. Bu öyle A8’lerin S400’lerin içindekilerin anlayabilecekleri bir şey değil. Bu çocuğunu üniversite kazandığı halde gönderemeyen, çocuklarına istediklerini alamayan, kirasını ve faturasını ödeyemeyenlerin, çalışacak bir iş bulamayanların idrakine kavuşabileceği bir şey. Bu ancak kış geldi diye kara kara düşünenlerin anlayabileceği bir şey.