Camiler, toplumun her kesimini zengin- fakir, büyük- küçük, kadın- erkek, rütbeli- rütbesiz, siyah- beyaz demeden aynı safta bir araya getiren mekânlardır.

İslam coğrafyasındaki şehirler, camilerin etrafında örülmüştür. Peygamber efendimiz Hz. Muhammed’den itibaren bu kutsal mekânlar yüzyıllarca ibadetin yanı sıra sosyal hayatın da tam merkezi konumunda olmuştur. İnsanlar sadece namaz kılmak için değil çeşitli vesilelerle de “toplayan”, “bir araya getiren” kelime anlamına gelen camilerde bir araya gelmişlerdir.  
 
Camilerin Peygamber efendimiz zamanında birçok amaçla kullanıldığını görebiliyoruz. Peygamber efendimizin elçilik görevi yanında, devlet başkanlığı, hâkimlik, komutanlık gibi taşıdığı farklı makamlar da vardı. Medine'deki Mescid-i Nebevi Hz. Muhammed’in bu görevlerine uygun olarak devletin idare merkezi özelliği taşımaktaydı. Yabancı ülkelerin elçileri orada karşılanır, bazen orada misafir edilir, ordu orada teçhiz edilip sefere gönderilir, davalara orada bakılır, devletin hazinesi orada muhafaza edilirdi. O dönemde insanlarda sosyal ihtiyaçlarını camilerde giderirdi, dini ve sosyal meseleler camilerde konuşulurdu. Câmiler halkın birbirleriyle ve devletle kaynaştığı bir yer durumundaydı. Tabi bu bilgileri günümüze ulaşan kaynaklardan öğreniyoruz. 

***
Geçen uzun zamanın ardından camiler fonksiyonlarını ne yazık ki giderek yitirdi. Camiler sadece ibadetleri yerine getirmek için kullanılan mekânlar haline geldi, sosyal hayatın merkezinden uzaklaştı. Abdesti olmayan insan “günah” giderek adımını atmaktan çekindi. Çok işlek noktalardaki camiler hariç diğer bütün camilerin kapıları vakit namazlarından sonra kilitlenmeye başladı. 

Camilerden günümüzde yeterince istifade edilememesi üzüntü verici bir durumdur. Peygamber efendimiz dönemindeki gibi camilerimizin yeniden sosyal hayatın merkezi haline getirmek için Diyanet İşleri Başkanlığımıza ve cami derneklerine büyük iş düşüyor. Geçmişteki gibi camilerin daha kullanışlı hale getirilmesi, vatandaşların bu kutsal mekânlardan daha çok istifade edilmesinin vakti geldi de gidiyor. Bundan sonra yapılacak camilerin bu durum göz önünde bulundurarak ona göre inşa edilmesi de şart.