KENDİNİZİ BULUN!
“Beş parasız hasta bir adam,
Gözleri yollarda oğlundan ekmek parası bekleyen zavallı bir anne,
Uzak şehirlerde pansiyon odasında oturup ne yapacağını düşünerek acı çeken bir genç.
Yardım etmesini severdi.
Ekmek parçaları vererek, arkadaş olduğu minik bir fare onun hayatın nasıl değiştirebilirdi ki!..
Ama değiştirdi
“iyilik yap denize at, balık bilmezse halik bilir”
Sözünü en güzel örnekleyen ilginç mi ilginç bir yaşam öyküsü”ydü onunkisi…
Hayatın tükendiği yerde doğan bir umut ve yeşeren bir hayat…
Zor bir hayat…
Hem de çok zor…
Ama kolay olsaydı zaten bu kadar büyük bir noktaya ulaşamazdı.
Acılar insanı yayın ucundaki ok gibi önce geri doğru çeker ve sonra çok uzaklara götürür.
Acılarla insanlar zirvelere çıkar ve çıkamayacakları zirvelere ulaşırlar…
***
“5 Aralık 1901’de Şikago’da doğdu.
Karnını doyuracak parası yoktu.
Yoksul yaşadı.
Gece karanlığın erken saatlerinde kalkar,
Soğuktan buz tutan ıslak yerlerde kaymamak için kendini zor tutarak 2,3 km yürür,
Gazeteleri istifler, koltuğunun altına alır,
Kapı kapı dolaşarak dağıtırdı.
Fakat kazandığı para yaptığı eziyetli işin yanında çok çok azdı.
Bir haftalık kazancı ancak bir gün yetiyordu.
Kitap okumayı seviyordu.
Artık gazete dağıtmak istemiyordu.
Kendisine daha ciddi, daha istikrarlı iş aradı.
Ama ne yazık ki hiç bir kabiliyete sahip olmadığı için her iş yerinden kırık kalple başını öne eğip oradan ayrılıyordu.
Aylarca iş aradı, bulamadı.
Tâ ki depodaki bir fareyle karşılana dek
“Fareleri oynatarak milyoner olan adam” diye tanınan Walter Disney…”
***
Her yerde zor hayatlar var ama hayatınızın değiştireceğinizin farkında olun ve bu alıntıladığım Walter Disney’in hayatını Ömer Faruk Reca’nın “Acılar İçinde Başarıyı Yakalayanlar” kitabından tamamını okuyun.
***
Unutmayın harabelerde yaşayan ne kadar çok geleceğin zenginleri yatmaktadır.
Bilemezsiniz!
Herkes bir mücevherdir ve siz kendinizi mücevher olarak gördüğünüz derece kendinizin farkında olabilirsiniz.
***
Kendinize şans verin ve Mevlana Celâleddin Rumi’nin,
“Bak! Bil ki domuzların önüne inciler serilmez,
Mücevherden sarraflar anlar ancak, başkası bilmez.
Ne fark eder ki; kör insan için elmasta bir camda.
Sana bakan bir kör ise, sakın kendini camdan sanma”
Bu dörtlüğünü aklınızdan çıkarmayın.
Kör meclisinde bütün elmaslar camdır unutmayın.
Kendinizin farkın olun.
Kendinizi okuyun.
Kendinizi Yaratan’ın neden yarattığını bulun!
Vesselam…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.