Kendimizi Ne Çok Seviyoruz
Çağımızın hastalıklarından biri ve belki en korkuncu pozitif yanılsamadan yola çıkıyor. Pozitif yanılsama tam olarak nedir? Kısa bir tanımdan yola çıkalım.Taylor ve Brown’un 1988 yılında ortaya attığı bir tür önermedir. Taylor ve Brown psikolojik olarak sağlıklı kişilerin, kendilerini gerçeğe yakın bir biçimde tanımlamaları gerektiğini belirtmişlerdir.
POZİTİF YANILSAMACILAR BU 3 ALANDA KENDİLERİNİ GÖSTERİYOR
Bu önermeden sonra, Taylor ve Brown pozitif yanılsama konusunda 3 önemli alanı ele almışlardır. Bunlar: ilk olarak kendilerini aşırı olumlu olarak tanımlayan kişilerdir. Hatta bu aşırılıkları artık gerçeğe aykırı boyuttadır. İkinci pozitif yanılsamacı kişilik tipi, kendilerini çevrelerinden olması gerekenden çok daha fazla kontrol ettiklerine inandırmışlardır. Üçüncü pozitif yanılsamacı kişilik tipi ise, geleceğe dair her şeyin çok güzel, çok olumlu olacağına inananlardır. Bu üç alanda olduğundan fazla olumlu düşünen kişiler, bir tür kişilik bozukluğu olan pozitif yanılsamacılardır.
POZİTİF YANILSAMACILAR NEREDE?
Bu kadar akademik bilgiden sonra pozitif yanılsamacıları günümüz insanı içinden bulup çıkarmaya başladık bile öyle değil mi? Hatta belki de kendimizden… Artık o kadar yaygın ki bu durum, uzaklara gitmeden de bulabilir, rahatlıkla teşhisimizi koyabiliriz.
Kendimize oldukça torpilliyiz. Başkaları hakkında hemen bir teşhis koyarken ve kolaylıkla eleyebilirken, kendimizi anlaşılamamaktan, farklılıklarımızın farkına varılmamasından, etrafımızdaki insanların acımasızlığından dem vururuz. Biz iyiyizdir. Aslında öyle demek istememişizdir, öyle yapıyor gibi görünsek de niyetimiz temizdir bizim. Çünkü aşırı olumlu ve aşırı mükemmelizdir. Zirvede olanları da zaten çoğu kişinin anlamaya basireti yetememektedir.
FAKAT BİR BAŞKASI HAKKINDA…
Fakat bir başkası hakkında kolaylıkla atar ve de tutarız. O kişi öyledir, bitmiştir. Yapmasaymıştır, demeseymiştir. Niyetini nerden bilebiriz bir başkasının öyle değil mi? Öyle davranmasaydı bize ne ki?
TÜM BU YANILSAMALAR İÇİNDE GİDEREK YALNIZLAŞIYORUZ
Tüm bu yanılsamalar içinde çağımız insanı giderek yalnızlaşıyor ve kendine kurduğu ego duvarları arasında bir nevi ümitsizliğe de mahkum oluyor. Çok acı bir şekilde görüyoruz, başta aynalarda kendi bakışlarımızda yakalıyoruz bunu biraz dürüstsek eğer… Sonra en sevmediklerimizde, ve sonra sevdiklerimizde de… Pozitif bir yanılsama, bizim hayata duruşumuzu, bakışımızı, kayıplarımızı, kaçırdıklarımızı bir bir fısıldıyor. Dürüst olursak duyabileceğimiz bir tınıda yalnızca…