Kazan Kaynıyor
İran ve ABD’nin arası iyiden iyiye kızışmaya başladı.
Geçtiğimiz hafta Trump ve kabinesi, İran’a karşı sert açıklamalar yaptı.
Trump, ‘‘İran’a karşı savaş da dahil her türlü seçenek masada’’ dedi.
İran’dan yanıt gecikmedi.
Devrim Muhafızları’nın eski yöneticilerinden biri olan İran’ın Ulusal Güvenlik ve Dışişleri Komisyonu üyesi Mojtaba Zonour; ‘‘Düşmanın hata yapması’’ durumunda, ABD’nin Bahreyn’deki üssünü yok edebileceklerini söyledi.
Yetinmedi, ‘‘İran isterse füzeleriyle, Tel Aviv’i yedi dakikada yerle bir eder’’ dedi.
BU SEFER BOŞ DEĞİL
Boş tehditler de değildi. İran’ın kuzeyindeki Semnan bölgesinde gerçekleştirilen füze ve radar sistemlerinin tatbikatının yapıldığı hafta bu sözleri söylüyorsanız birileri bunu ciddiye alır. Kaldı ki İran bundan bir hafta önce de orta menzilli balistik füze denemesi yaptı. Ve Amerika bu durumu bir hayli ciddiye almış gözüküyor.
Bu denemelerin henüz ne kadar başarılı olduğuna dair net bir tespitte bulunamıyor kimse. Ancak İran ve Amerika birbirlerine diş göstermeye başladılar. Hoş, ilk defa olmuyor. Alışığız bunları duymaya. Ancak bu sefer çarşı pazar biraz karışacak gibi…
İran ve Batı arasındaki nükleer anlaşmasının daha mürekkebi kurumadı. Ayrıca Rusya ve Almanya da böyle bir çatışmayı istemez.
KREMLİN, ABD’Yİ UYARDI
Trump ve kabinesinden bazı isimler ayan beyan tehdit edince İran’ı, bu cevabı almaları da kaçınılmazdı. Kaldı ki daha seçim döneminde Trump açık açık, İran’la yapılan nükleer anlaşmasının yanlış olduğunu söyledi. Bu zaten bekleniyordu. Putin, bu duruma nasıl tepki gösterir o bile konuşuluyordu ufak ufak. Nihayetinde karşılıklı tehditler üzerine, Kremlin’den de ilk açıklama geldi:
Rusya Dışişleri Bakanı Yardımcısı Sergey Ryabkov, ABD-İran arasındaki nükleer anlaşma için, "Bozulmamış bir anlaşma üzerinde oynamak çok riskli" dedi.
Rusya’nın haklı olarak işaret ettiği bir nokta var: Anlaşmaya yapılan bir ihanet yok. Taraflar sadık kalmış. Şimdi bu çıkış niye? ABD neyin peşinde? Bunun arkasından da İsrail çıkmasın?
DÜMEN KIRDI
Trump ve kabinesine yapılmış net bir uyarı bu! Zira İran anlaşmadan pek şikâyetçi görünmüyor. Durumdan rahatsız olan Trump gibi görünüyor ancak bu görüntü de aldatıcı. Trump, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, “Putin’i tanımıyorum, Rusya’da hiçbir anlaşmam yok. Aynı zamanda Obama İran ile, ‘Bir numaralı terörist’ ile anlaşma yapabilir, bunda bir sorun yok!” dedi.
Trump’ın siyasi derinliği olmadığı aşikâr. Bunu zaten biliyoruz. Adamın becerisi şurada saklı: iyi şov yapıyor. Dışarıdan çok çılgın görünen bu adam, kulağına ne fısıldanırsa yapıyor.
BAŞKAN’IN ADAMLARI
Peki kimler ne fısıldıyor bu adamın kulağına…
En bilineni Steve Bannon. Bu adam için Bush döneminin ‘şeytanı’ desek yeridir. Trump’ın seçim kampanyasını o yürüttü ve şu an da başdanışmanı ve baş stratejisti olarak förev yapıyor. Adam açıkça diyor ki, ‘‘İran ve Çin’le 5 – 10 yıl içinde savaşa gireceğiz.’’ Devamı da var; ‘‘İslam bizim için bir tehdit. Gereğini yapmalıyız.’’
Bir diğeri isim de Mike Pompeo…
CIA Başkanı Pompeo dün Ankara’daydı. Göreve getirileli daha birkaç hafta olan Pompeo ilk yurt dışı ziyaretini de Türkiye’ye yaptı. Trump’ın da başkan olduktan sonra ilk durağı Pompeo’nun ofisi olmuştu. Ortadoğu politikası belli ki Pompeo’dan sorulacak. Adamın görüşü ise daha başkan olmadan çok evvel biliniyordu. Pompeo net bir İran karşıtı.
MEDYA KAZAN KALDIRIYOR
Bu arada ABD içindeki Trump - medya gerilimi daha da artacak gibi duruyor.
Malum, Trump açık seçik ‘dünyanın en büyük sahtekârları’ dediği medya ile savaş halinde. Başkanlık görevini devralmasıyla birlikte beklenti, gazete ve televizyonların Trump karşısında eğilmeseydi. Ancak öyle olmadı. İşler daha da kızışacak. Nasıl mı?
ABD’nin medya devleri adeta silah kuşandı Trump’a karşı…
Mesela CNN International…
Kanal yöneticisi Andrew Morse, “Meydana gelen olayları izlemekle yetinmeyeceğiz, özel haberlerimizle ve araştırmacı gazeteciliğimizle ön planda olacağız” dedi. Demekle de kalmadı. Yol haritası çizildi…
CNN’de durum şu; en deneyimli muhabirler bir birimde toplanıyor. Mevcut isimlerin üzerine yenileri de katılacak. Öyle boş isimler de değil… Daha önce Pulitzer ödülüne layık görülmüş iki usta gazeteci ekibin hem akıl hocası olacak hem de editörlüğünü yapacak: Carl Bernstein ve James Steele… Böyle bir işin parçası olmayı seve seve kabul etmişler. ‘Edilgen değil etken olacağız’ diyorlar. Umutlular…
Tek hazırlık CNN’de değil tabi… Washington Post, New York Times, internet gazetesi Politico siyasi haber kadrolarını zenginleştirmiş.
Mutlaka bizim buradan gözlemleyebildiğimizden daha fazlası vardır bu hazırlık sürecinde. Zaten iki taraf arasında çatışma mevcut. Ancak medyanın gösterdiği bu refleks bakalım nasıl ses getirecek…
Merakla bekliyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.