“Karargah rahatsız” haberi iki değerlendirme ve bir sonuç
Türkiye yaklaşık 2 haftadır Hürriyet gazetesinin atmış olduğu “Karargah rahatsız” safsatasını konuşuyor. Bu atılan manşet yenilir yutulur cinsten değil. Kimse bunu basit bir olay olarak görmemesi gerekiyor.
Gelen tepkiler üzerine teknik bir hata ya da editoryal hata olarak açıklamak sadece hedef şaşırtmaktan başka bir şey değil. Öyle ki gazetenin manşetine değil “Karargah rahatsız” yazmayı bırakın nokta dahi koyamazlar. Peki, bu manşetin ardında Aydın Doğan'ın ne gibi hesapları olabilir?
Sabah Gazetesi yazarlarından Melih Altınok’un Aydın Doğan’ın bu hesabını çok iyi analiz eden tespitlerde bulundu.
Altınok’un 3 gün önce sormuş olduğu bu sorulara hiçbir şekilde cevap vermedi. Bu sorular ne miydi? İşte Altınok’un yazısında “Biz olsak kovarlar üstüne de dava açarlardı” diye başlayan o kısım..
“Hâlâ Aydın Bey'in "karargâh rahatsız" manşetinden haberi yoktu. Kendisi o gün "meşhur pijamalarını giymiş erkenden yatağa girmişti" diyenlere sormak lazım.
Aydın Bey'in manşetin ardından holdinginin hisselerinin onlarca puan kaybetmesinden de mi haberi yok?
Yoksa patronlar, çalışanlarının milyon dolarlık hatalarını geç fark edince kızmazlar mı?
Öyle ya ben çalıştığım şirketi milyonlarca dolar zarara uğratan bir yazı yazsam, kovulurum, üstüne bir de tazminat davası yerim.
Peki, Aydın Bey, görevi Fikret Bila'ya devredeceği önceden açıklanmış olan gazetenin GYY'si Sedat Ergin'e gazetede köşesini yeniden açmaktan başka ne yaptı?
Yemeyin bizi.”
Aydın Doğan cephesinin bu sorulara elbette verecek cevabı vardır. Kamuoyu bu soruların cevaplarını beklerken, diğer bir taraftan da Yeni Şafak Gazetesi yazarlarından İbrahim Karagül, Doğan gurubun bu skandal manşetiyle ilgili bir değerlendirme yazısı kaleme aldı.
Karagül, “Aydın Doğan, son kurşunu atmak için fırsat kolluyor..” başlıklı yazısında çok önemli bir bilgiyi paylaştı.
Karagül yazısında, “Eğer bu grubu masum ilan edeceksek, ülkenin en az otuz yılını silip atmak zorunda kalacağız demektir. Bugün siyasi tarihi yazan, merkez güç alanını oluşturan kitlenin hepsi onların düşmanıydı. Açık savaş yürüttüler. 2003 yılından bu yana AK Parti iktidarına karşı her saldırıda yer aldılar, destek verdiler hatta medya operasyonları yürüttüler. FETÖ'nün ortakları da, HDP'yi pazarlayanlar da onlardı.” diye yazdı.
Merkez iktidar alanı güçlü, tarihi sorumlulukları olan, Batı'dan gelen talimatlarla yönetilmeyen, hızlı hareket edebilen, karar mekanizmaları iyi işleyen güçlü bir Türkiye için yol alındığının altını çizdiği yazsında Karagül, “Referandum, bugüne kadar yapılan reformların, yeniden yapılanmanın zirvesidir. 15 Temmuz olmasaydı, 16 Nisan'a karşı çok büyük operasyonlar yapacaklar, büyük krizler çıkaracaklardı. Hala öyle arayışları var. Bu yüzden, “Türkiye kavgası” henüz bitmedi, devam edecekler, yeni yollar ve yöntemler deneyecekler” diyorum. Son kurşunu atmanın bir yolunu bulacaklardır. Göreceksiniz!” diye haykırdı.
Altınok’un Karagül’ün bu iki değerlendirmesinden yola çıkacak olursak, her şey alenen ortada. Son kurşunu atıp kaçacaklar şunu unutmasın ki, Yedi düvel sekiz olsa fark etmez. Sönmedikçe bir ocak terk etmez. Bu Milletin öz evlatları uyandı. Şu dakikadan itibaren her oyununuz tek tek bozulmaya mahkum olacak. Bunu da unutmayın..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.