Ankaramızın denizi yok ama gölden de mahrum değiliz çok şükür.
Moğan Gölü örneğin, gerçekten çok güzel.
Büyükşehir’in üzerine düşeni yapmasıyla Moğan, hafta sonu ailesiyle pikniğe gitmek isteyen vatandaşların rahatlıkla tercih edebilecekleri bir yer haline geldi.
Şimdi de Gölbaşı Belediyesi, üzerine düşeni yapıyor ve Moğan’ı temizliyor; çalışmalar tüm hızıyla sürüyor.
Bitince Moğan çok daha güzel olacak, çok daha cazip bir mesine alanı haline gelmiş olacak.
Eymir Gölü’müz var yine Gölbaşı’nda. 
Fakat burası herkese açık değil bildiğim kadarıyla.
Bayındır Barajı da bir diğer mesire alanımız.
Şehir merkezinden biraz uzaklaştığımızda aklımıza ilk Soğuksu geliyor, Karagöl geliyor.
Soğuksu’yu görme fırsatım olmadı, Karagöl’e ise önceki gün yolum düştü.
Hep merak ediyorumdum.
Özellikle internetten gördüğüm resimler öyle güzeldi ki Karagöl’ü görmeyi çok istiyordum.
Nasip önceki güne imiş.
Fakat tam bir hayal kırıklığı yaşadım.
Bir kere girişi çok çileli oldu.
Girişe geliyorsunuz aracınızla, görevliler “içeri alamayız aracınızı dışarı bir yer park edip girin” diyor. 
Neden?
Park yeri yok içeride.
Öyle hemen girişte değil ki, en az 500 metre yürümeniz gerekiyor tekrar girişe gelebilmeniz için.
Dedim ki içimden, “Çubuk Belediyemiz şuraya neden güzel bir park yeri yapmaz da insanlar böyle perişan olur.”
Tamam bayram münasebetiyle kalabalık ancak bu tür yerler de zaten bayramda seyranda rağbet görür ki zaten. Yani bu günler içindir Karagöl gibi mesire alanları. Bayramda da kaldırmıyorsa gelenleri, ne anladık bu işten.
Hadi onu geçtik. İçeriye girdik. Çimlerin üzerinde bir yer de bulup oturduk diyelim. 
Bir de su sorunu yaşanıyorsa, gittiğinize pişman olursunuz.
Mesire alanında su sorunu, olacak iş mi?
Tuvaletlerde su yok, düşünün durumun vahametini. Akmıyor musluklar. Zaten ortalığı pislik götürüyor, üstüne bir de su akmıyor.
Allah’tan piknik için gitmemiştik.
Kafayı yemeden, Karagöl’den kaçar gibi uzaklaştık. 
Değerli Çubuk Belediyemiz, Karagöl’le biraz ilgilenseniz, su ve park sorununa çözüm üretseniz; gölü bir güzel temizleseniz.
Bakın insanlar ta nerelerden Karagöl’e geliyor, tekrar tekrar gelsinler; eş dostlarına güzel anılar anlatsınlar istemez misiniz?
Haydi göreve diyorum, başka da bir şey demiyorum.