İngiltere Dışişleri Bakanı Boris Johnson... Malum Türkiye onu artık yakından tanıyor. Osmanlı'nın son döneminde Dahiliye Nazırlığı yapmış olan gazeteci Ali Kemal'in öz torunu Stanley Johnson'ın oğludur. Boris Johnson da babası ve büyük dedesi gibi gazeteci. Üstelik dedesi Ali Kemal gibi politikayla uğraşıyor.

 Herkesin de bildiği gibi Johnson'un soyu Çankırı'nın Orta ilçesine bağlı Kalfat beldesine dayanır. Johnson benim de hemşerim olur. Kalfat'a benim köyüm 25 km uzaklıktadır. Onun için çocukluk yıllarımda Kalfat'ta çok sayıda bulunmuşluğum vardır.

  Gelelim Johnson'un Türkiye ziyaretine. Bir dizi temaslarda bulunmak üzere ülkemize gelen Johnson ilk olarak ülkelerindeki iç savaştan kaçan Suriyelilerin barındığı Gaziantep'teki konteynır kentte incelemede bulundu. Ardından Başkent Ankara'ya geldi. Buradaki temaslarında kullandığı ifadeler gazete manşetlerini süsledi. Gazeteciler tarafından "Çankırılı mısınız?" sorusuna Johnson "Kalfatlıyım" dedi. "Kalfatlıyım" dedi demesine de Johnson Türkiye'deki ziyaret programına Çankırı Kalfat'ı dahil etmedi. Johnson'un akrabalarının hala o beldede yaşadığı biliniyor ve bundan da Johnson'un bal gibi haberi var.

  Nereden mi biliyorum? Boris Johnson'un babası Stanley Johnson geçtiğimiz yıllarda Kalfat'a gelerek aile üyelerini ziyaret etmiş ve akrabalarıyla hatıra fotoğrafı bile çekmişti. Babasının Kalfat'a yaptığı bu ziyareti Boris Johnson'un duymaması gibi bir durum söz konusu değil. Haliyle bu durum ise Kalfatlı vatandaşları üzmüş vaziyette. Yaren Kalfatlılar yaşanan her şeye rağmen hemşerileri Boris'i beldelerinde karşılamak istiyor. 

  Eski Londra Belediye Başkanı ve İngiltere Dışişleri Bakanı Boris Johnson'ın bir hayli ilginç kişiliğine de değinmeden geçemeyeceğim. Malum geçmiş yıllarda verdiği demeçlerde Türkler hakkında üzücü ve bir hayli keyif kaçırıcı ifadeleri var. Ancak Türkiye ziyaretinde ise "Atalarımın topraklarına dönmek, modern, özgür ve demokratik Türkiye'nin kurucusuna saygılarımı sunmak ve Türkiye'nin dünyanın büyük ulusları arasında yer almasıyla onun vizyonunun nasıl gerçekleştirildiğini görmek büyük bir ayrıcalık" ifadelerini de kullanıyor. (Arşivlere baktığınızda Türkiye hakkında tüm söylemlerini görebilirsiniz) Yani günü gününü tutmayan bir insan diyebiliriz.

KALFAT'IN BİR BAŞKA ÖNEMİ

  Kalfat köyünün Osmanlı tarihindeki bir başka önemi, Fatih Sultan Mehmet’in eşlerinden, 2. Beyazıt’ın annesi Gülbahar Hatun’un bu köyden oluşudur. Boris, “saçlarının açık rengini” 1500 yıl önce bu yöreye yerleşen Got’lara ya da “Kalfat’a gelen Çerkez kızlarına” bağlıyor.