Ahmet Fidan

Ahmet Fidan

İstiklal Marşı’nın İlk Kelimesi “Korkma”nın kaynağı

İstiklal Marşı’nın İlk Kelimesi “Korkma”nın kaynağı

Milli mutabakat metni olan İstiklal Marşımızın TBMM’de kabulünün üzerinden tam 94. yıl geçmiş. Birkaç yıl sonra asırlık ömrünü tamamlayacak. İstiklal Marşı ve Mehmed Akif isimleri adeta birbirlerini tamamlayan iki okyanus gibi. Birini hatırlayınca, öbürü, öbürünü hatırlayınca beriki akla gelmektedir. 
Memleketimizin hayatta kalma mücadelesi verdiği bir dönemde büyük bir zihnin yazıya dökülen eseri İstiklal Marşı sadece yazıldığı dönemi değil, aynı zamanda bin yıllık mazimizi, ve belki gelecek bin yılı tasvir etmekte, canlandırmakta ve zihinlere nakş etmektedir. 
“Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.”
İstiklal marşımızın daha ilk kelimesi, kökü mazide olan bir atiyi ifade etmektedir. Çünkü “Korkma” ikazı lügatte geçen salt “Korku” anlamını çağrıştırmamaktadır.
Fransız Dili bölümüne başladığımız günlerde, Galatasaray Lisesi mezunu bir sınıf arkadaşımız vardı. Haliyle Fransızcayı bizden iyi biliyordu. 
Bir sabah sınıfa girdi. Heyecanla:
-“Arkadaşlar!” dedi. Ve :
-“İstiklâl Marşını Fransızcaya çevirdim.” Diye devam etti. Heyecanla çevirisine baktık. Ogün ilk ders Fransız Hocamız Mme Sophi’nindi. Hoca kürsüde yerini alınca, kendisine arkadaşımızın çevirisinden söz ettik. Çok az Türkçe konuşa bilen hoca arkadaşımızın çevirisine şöyle bir göz attı. Sonra:
-“Sen!” dedi, İstiklal marşındaki “korkma”nın anlamını biliyor musun? Fransızcada karşılığı yok.” Dedi. 
Çünkü arkadaşımız İstiklal Marşında geçen “Korkma” kelimesinin karşılığına Fransızcada kullanılan “Avoir peur de…/…bir şeyden korkmak” kelimesini kullanmıştı. Köpekten korkmak, düşmekten korkmak… gibi.
Sonra Hoca arkadaşımıza İstiklal Marşında geçen “Korkma”nın ne anlama geldiğini açıkladı.
Büyük Şair “Korkma” ile başlayan ve milletimize armağan ettiği İstiklal Marşını tarihin derinliklerinden bağ kuruyor ve sesleniyor.
Mekke’den Medine’ye Hicret ederken Hz. Peygamber, yol arkadaşı Hz. Ebubekir ile beraber bir tedbir olmak üzere Sevr Mağarası’na sığınmıştı. Müşrikler, mağaranın ağzına kadar gelmişler ve görünmeleri an meselesiydi.
Hz. Ebubekir endişe içindeydi. İçini büyük bir ürperti kaplamıştı. O endişe anında Hz. Peygamber’in Hz. Ebubekir’e söyledi bir söz vardır:
-“Korkma!  Allah bizimle” buyurmuşlardı. İstiklal Marşı’nın yazıldığı dönemde milletimizin var olma veya yok olma arsında bir heyecan içindeydi. O heyecanı Büyük Şair M. Akif işte “Korkma!” diyerek hem cesaret veriyor hem de geleceğe ait ümit telkin ediyordu. Adeta gönüllere bir sevinç, bir muştu aşılıyordu. Vahiy kaynaklı bir müjde ve diriliş muştusuydu.
“Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.”
İstiklal Marşı’nın bu ilk beytinde,  doğu ve batı arasında ölçülemeyecek kadar büyük ve azametli bir ufuk resmediliyor. “Şafak” belki güneşin doğmadan az önceki ufukta görünen aydınlık müjdesi. O aydınlığın önünde bağımsızlığın sembolü “Al sancak”. Sadece gün doğusu değil gün batısına kadar uzanan şafaklarda ki dalgalanan al sancak. 
İstiklal Marşı’mızın mısraları derin bir duygu ve aynı zamanda milli bir heyecanın canlı, diri ifadeleridir. Bu azametli ve muhteşem heyecanı mısralara döken ve heyecana heyecan katan asıl sebep ise hayatı, duruşu ve kalbi ile büyük bir iman abidesi olan Mehmed Akif’tir.
O sebeple M. Akif ile İstiklal Marşı ayrılmaz bir bütündür. İstiklal Marşı’nın TBMM’ kabülnün 94. Yıl dönümü bir kere daha gönülden kutluyor, başta Mehmed Akif ve Marşı kabül edenleri rahmet ve minnetle anıyoruz.
 
G Ü N Ü N   H İ K M E T İ
“Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!
Kükremiş sel gibiyim: Bendimi çiğner, aşarım;
Yırtarım dağları, enginlere sığmam taşarım.”
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR