“Dinsizin Hakkından İmansız Gelir” başlıklı köşe yazımda Kuzey Kore lideri Kim Jong-Un’un ABD’yi nasıl hizaya getirdiğini eğlenceli şekilde anlatmıştım. Kim Jong-Un’da belli ki deli kuvveti var. Şimdi de “İsrail yasal devlet değil ki başkenti olsun” diyor. Elemanda hem deli kuvveti var, hem mangal gibi yürek var. Müslüman liderlerden duymayı beklediğimiz kurşun gibi ağız ama bir o kadar da doğru sözleri maalesef gayrimüslim bir ülkenin liderinden duymuş olduk. Güzel kardeşimizin doğru tespiti önünde saygıyla eğiliyor, şapka çıkartıyoruz. 
Gelelim ağzı gözü ayrı oynayan Trump’a… ABD siyasetini Trump’a bağlamak büyük yanılgı olur. Trump sadece ABD politikasının gürültülü yol haritasında muhtemel gürültüleri en iyi şekilde absorbe edebileceği düşünüldüğü için siyonist mahfillerce tercih edilen pofuduk yanaklı bir sarı oğlan. ABD’yi yöneten derin Amerika, belli ki kurban olarak bu sarı oğlanı seçti. Koskoca herifin nesine “oğlan” diyorsun şeklinde eleştiriler gelebilir. Ben elemanın tüyü bitmemiş aile efradına bakarak bu nitelendirmeye karar kıldım. Kaldı ki nereden baksanız en az emmisinin bibisinin eltisinin oğlu Rotschild kadar uzun yaşayacağa benziyor.
Kim Jong-Un kardeşimizin olay tespitine gelelim: “İsrail yasal devlet değil ki başkenti olsun!” İsrail, Ortadoğu mahallesinin bir elinde sigara, öbür elinde çakıyla gezen zibidisi gibi bir görünüm arz ediyor. İlhak ve işgallerle (tekme, tokat, şantaj, tehdit, tükürük fırlatma ve sıkışınca büyük ağabey ABD’den yardım isteme formülü ile) toprağını ha bre genişleten terörist bir ülke. İşin ilginç yanı İsrail’e ilk “terörist ülke” yakıştırmasını yapanlar kendi askerleri. Vaktiyle Filistinli çocuklar karşısında vicdan yapan bazı “insan” İsrail askerleri, “devlet teröründen utanıyoruz” diye açıklama yapmışlardı. Gazete küpürleri arşivlerimizde duruyor.
İsrail yasal değil mi? Bu konuya her yönden ama özellikle de hukuken masaya yatırmak gerekiyor. (TAY-DER) Toplumsal Adalet ve Yardımlaşma Derneğimizin üstad hukukçularımıza konuyla ilgili görüşlerini sorduk.
Uluslararası hukukta “korsan devlet” diye tabir olunan devletler ya da devletçikler var. Birilerinin himayesinde kurulup bölgesel siyasette küresel güçlerin stepnesi rolünü üstleniyorlar. Mesela Karabağ’da Ermenistan’dan ayrı bir Ermeni kurulmuş durumda ama çoğu kimse bu de facto durumu bilmiyor. Esasında Kosova olayı da objektif bakıldığında sıkıntılı bir hukuki sürece işaret etmektedir. Ortadoğu’da kurulmak istenen Kürdistan için de aynısı geçerli. Nitekim bölgemizde bir Kürdistan kurulursa hukuki statüsü aynen İsrail gibi olacaktır. Bir oldu-bitti devleti olacaktır. Halbuki devletler oldu-bitti ile değil uluslararası konsensüs ile kurulurlar.
Sayın hukukçularımıza bu değerli görüşlerinden ötürü teşekkür ediyoruz. Ancak değerlendirmelerinin ne denli dehşet verici olduğunu da söylemeden geçemeyeceğim. Zira CIA patentli “yugoslavyalaştırma” (yugoslaviazation) taktiği ile tüm ulusal devletler mikro devletlere parçalanmaya çalışılmakta, ABD ve küresel sermaye karşısında ciddi bir güç kalmaması planlanmaktadır. Uluslara boyun eğdirmek için de İsrail gibi proje devletler, günümüzde mantar gibi ortaya çıkmaya başlamıştır.
Bundan sonra ne olacak? Kudüs elbette İsrail’in başkenti falan olmayacak! Kudüs bir defa İsrail’e ait değil; hatta İsrail de yasal devlet değil. Şu sıralar ABD paralize olmuş durumda. Ben demiyorum, Rusya’dan kardeşimiz Aleksandr Dugin diyor. ABD, eskisi kadar güçlü olmadığının farkında. Şu an yapmaya çalıştığı tek şey mevcut gücünü korumak. Öte yandan hepimiz biliyoruz ki her dünya savaşından sonra dünyaya hükmeden süper güçler el değiştirir. Mevcut durumda da üçüncü dünya savaşı çıktı ya da çıkmak üzere ve şu an yaşananlar ufuktaki büyük savaşın psikolojik ön hazırlığıdır diye düşünüyorum. Ne demişti Einstein; üçüncü dünya savaşını bilemem ama dördüncü dünya savaşı taşla sopayla yapılacak. Gerçekten de üçüncü dünya savaşında nükleer silahlarla dünyanın cehenneme döneceğini tahmin etmek güç değil; ama iş taşa sopaya geldiği zaman Kim Jong-Un kardeşimiz ve aşireti tüm Amerikalıları fena döver, onu da peşinen söyleyeyim.
Bizim elimiz de armut toplamayacaktır elbet. Lakin biz işte o cümbüş zamanı geldiğinde özellikle İsrail’deki armutları toplayacağız.