İmdaaat! Eğitim sistemimizde yangın var
Eğitim sistemimizde yangın var.
- Sesimi duyan var mı?
- Söz konusu eğitim olunca herkes konuşuyor.
- Kimse eğitimcilere kulak vermiyor.
Ortaöğretime ve Üniversiteye geçişte yapılacak bir değişiklikte, atılacak en önemli adım meslek liselerini özendirecek değişiklikler olmalıdır.
28 Şubat süreci, (tamamen ideolojik bir hınçla)meslek liseleri arasında sadece %7’lik bir orana sahip olan İmam Hatip Liselerini bahane ederek, tüm meslek liselerini ezdi, geçti. Ve bu ülkenin eğitiminin bel kemiğini kırdı.
Sanayinin kalkınması, üretim kalitesinin artması, üretimin şahlanması ve ara eleman ihtiyacının karşılanması için, tek kaynak olan mesleki eğitim, kör bir ideolojiye kurban edildi.
Peki şimdi, ne durumda meslek liseleri ve İmam Hatip Liseleri ?
İHL’ leri daha sonraki yazıda ele almak üzere bir kenara koyup meslek liselerine bakalım. Bugün Meslek Liselerinin 28 şubat sürecinden daha kötü bir durumda olduğunu tüm eğitimciler bilir. Bunun sebebi bugünlerde yoğun bir şekilde tartıştığımız, alfabenin neredeyse bütün harflerini kullanarak kördüğüme çevirdiğimiz sınav sistemimiz ve bu sistemine bağlı olarak geliştirdiğimiz, SINAV ODAKLI EĞİTİM.
- OKS, SBS, OGS, TEOG, ÖSS, ÖYS, LYS ve Çiçeği burnunda YKS ...
- Ve ilk duyduğumda:
- “ Vay bee ! Bunu neden şimdiye kadar akıl edemedik dediğim, nur topu gibi üç harfli bir sınavımız daha oldu. Adı “MİS”.
- Mis gibi yani, hayırlı olsun.
- Ey vicdan sahipleri lütfen ! Akşam karar alıp sabah uygulamaya kalkmayın. Mevcut sisteme odaklanmış milyonlarca, 8. Ve 12. Sınıf öğrencilerinin ve ailelerinin dünyasını karartmayın.
- Tamam, bu sınavları kaldıralım. Yerine, Yeni Türkiye’nin hızına hız katacak en güzel yöntemi tüm paydaşları buluşturarak ve makul bir sürede tartışarak bulalım. Ve kademeli bir şekilde, ama en erken bir kaç yıl sonra, yeni yöntemi uygulaya koyalım.
- “Maç esnasında kural değişmez.”
- Tamamen sınava odaklanmış son sınıf öğrencilerine lütfen bu haksızlığı yapmayın.
Özellikle TEOG ve ortaöğretime geçiş sistemini değiştirip uygulamak için ortaöğretim Kurumlarında ciddi ve köklü çalışma yapmadan, sadece sınavı kaldırdım oldu bitti, demekle olmaz. Bitmez.
Bütün liselerin Anadolu Lisesi olması ve hepsinin sınavla (TEOG) öğrenci alması meslek liselerine çok büyük darbe vurdu. Çünkü sınavda başarı sırasının en gerisinde kalan öğrenciler meslek liselerine ve İHL’lere gitmek zorunda kaldı. Zorunda kaldı diyorum çünkü, bu öğrencilerin %80’i bu liselere isteyerek gitmiyor.
Ortaöğretim sisteminde köklü bir değişiklik yapmadan, ortaöğretimin ana damarını oluşturan meslek liselerini cazip hale getirecek adımlar atmadan, tüm velilerin çocukları için üniversite hayaliyle yatıp kalkmalarının önünü almadan, hangi sınav sistemini getirirseniz getirin, ne sınavları bitirebilirsiniz. Ne de dershanelerin, etüt merkezlerinin, kursların, kişisel gelişim merkezlerinin ve özel derslerin önünü
A-LA-MAZ-SI-NIZ.
Dershaneleri kapatıyoruz dediğimiz günden bugüne kadar, sınavlara hazırlık yapan (adı ne olursa olsun) bu kurumların sayısını, devam eden öğrenci sayısını ve her bir öğrencinin bu kurslara ödediği paraları ikiye, üçe katladık.
Ve üstelik bu konuda, sayın Cumhurbaşkanımızı yanlış bilgilendirerek, kamuoyu önünde yanlış konuşmasına sebep olduk.
Nitekim cumhurbaşkanımız yaptığı bir çok konuşmada: “ Biz dershaneleri kapattık, okullarda ücretsiz kurs açarak köylü Mehmet ağanın ahırındaki koyununu satıp dershanelere kaptırmasını önledik.” Şeklinde konuşmasına neden olduk. Halbuki cumhurbaşkanı bunu söylerken, köylü Mehmet ağa çocuğunun ilave eğitim alması için önceden iki koyununu satarken, Şimdi beş, altı koyununu satmak zorunda kaldı.
Bir eğitimci olarak, eğitim politikalarının bu kadar yap-boz tahtasına çevrilmesine dayanamıyorum.
- YANGIN VAR! Diye,
- Eğitimi eğitimcilere bırakın diye haykırmak istiyorum.
Ak Parti 15 yıllık iktidarında, attığı her olumlu adımı sonuna kadar ve güçlü bir şekilde destekleyen STK’lara artık daha fazla kulak vermeli. Her STK’nın kendi alanıyla ilgili konularda, atılacak adımlarda daha fazla söz sahibi olması sağlanmalı ve yapılacak yeniliklerin paydaşlarla birlikte tartışılmadan , olgunlaştırılmadan kesinlikle adım atmamalıdır.
Aksi takdirde, en kötü örneklerini eğitimde yaşadığımız gibi, atılan adımlar güdük kalacak, yap-boz tahtasına dönecektir. Kaybettiğimiz zamana, imkan ve fırsatlara yazık. Bunu bu millete yaşatmaya hakkınız yok.
Buradan bir kez daha söylemek istiyorum. Ak Partinin eğitim konusunda yaptığı en büyük yanlışlardan birisi de akademisyenleri eğitimci zannetmesidir. Akademisyenlerin eğitimden anlamadığını en son üniversiteye giriş sınavındaki yapılan apar topar değişiklikte bir kez daha gördük. Allah aşkına birisi çıkıp haykırsın.
“Yahu etmeyin, eylemeyin. Akşam rüyasını görüp sabah kalkıp uygulamaya çalışmayın.
- Öğretmen sınıfa girmiş, “çocuklar çıkarın kağıtları kalemleri.”
- “ Tamam biz hazırız.” Demiş öğrenciler. Kağıt kalem hazır beklerken; öğretmen,
- “Sözlü yapacağız” demiş. Hoppalaaa, nerden çıktı bu sözlü, bu ne hız. Bu hafta yazılı yapsaydık, haftaya sözlü yapardık.
- BEYLER !
Bu acelecilikten ve acemilikten vazgeçin. Şu eğitim işini eğitimcilere bir bırakın.
- LÜTFEN, GÖLGE ETMEYİN.
- BAŞKA İHSAN İSTEMİYORUZ.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.